
Kim derdi ki bir kitap, yüzyıllar boyunca bir milletin hafızasını taşıyacak? İşte Oğuzname tam da bu işlevi görüyor - adeta Türklerin genetik şifrelerini barındıran bir zaman kapsülü gibi.
Şöyle bir düşünsenize: 11. yüzyıldan bu yana varlığını sürdüren bu metin, sadece kağıt üzerinde harflerden ibaret değil. O, Türklerin kolektif bilincinde yer etmiş bir kimlik belgesi aslında. (Hem de pasaport yerine geçecek cinsten!)
Destan mı, Tarih mi?
Uzmanların kafasını karıştıran şey şu: Oğuzname acaba bir destan mı, yoksa tarihi bir belge mi? Cevap belki de ikisinin arasında bir yerde. Çünkü bu metin, mitoloji ile gerçeğin o ince çizgisinde geziniyor.
İşin ilginç yanı, Oğuzname'nin:
- Türk boylarının kökenini anlatması
- Eski Türk yaşam tarzına dair ipuçları vermesi
- Toplumsal değerleri kodlayan bir rehber niteliği taşıması
Bazı akademisyenler "Bu metin olmasaydı, Türk tarihinin birçok sayfası karanlıkta kalırdı" diyor ki, hiç de haksız sayılmazlar.
Modern Zamanda Kadim Bir Rehber
Günümüzde Oğuzname'ye ilgi giderek artıyor - özellikle gençler arasında. Belki de köklerini arayan bir neslin, geçmişle bağ kurma çabası bu. Kim bilir?
Şu an kütüphanelerde tozlu raflarda bekleyen bu eser, aslında dijital çağda bile tazeliğini koruyor. Çünkü içindeki hikayeler, insanlık durumuna dair evrensel gerçekler barındırıyor.
Son düşünce: Belki de hepimizin içinde bir parça Oğuzname var - sadece okumayı bilene...