Neredeyse beş asırdır dimdik ayakta duran, Mimar Sinan'ın dehasını tüm dünyaya haykıran o muhteşem yapı... Evet, Selimiye'den bahsediyoruz. Son aylarda iskeleler ve örtülerle kuşatılmış olsa da, bu görüntünün ardında hummalı ve son derece özenli bir çalışma yatıyordu. Ve nihayet, o çalışmalar meyvelerini vermek üzere.
Restorasyonun neredeyse tamamlandığını söylemek, heyecanı iliklerinize kadar hissetmeniz için yeterli bir sebep. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden gelen bilgiye göre, inanılmaz hassasiyetle yürütülen işlemlerde son viraja girildi. Şu sıralar, adeta bir nakış gibi işlenen son rötuşlar yapılıyor.
Peki, tam olarak neler yapıldı? İşte detaylar:
- Kubbe ve kemerlerdeki çatlaklar, gelecek nesillere aktarılabilmesi için özel harçlarla dikkatle onarıldı.
- O efsanevi çiniler ve kalem işleri, tozlanmış güzelliklerinden arındırılarak orijinal parıltılarına kavuşturuldu. Göz alıcılar, gerçekten.
- Yılların yorgunluğunu taşıyan mermer yüzeyler, özenle temizlendi ve cilalandı.
- Ve tabii ki, elektrik ve aydınlatma sistemleri -hem içeride hem dışarıda- çağın teknolojisiyle buluştu; artık çok daha güvenli ve etkileyici bir şekilde aydınlanacak.
Edirne Valiliği yetkilileri, projenin tamamlanması için geri sayımın başladığını belirtiyor. 'Yakında' kelimesi, bu bağlamda inanılmaz bir anlam taşıyor. Tüm şehir, hatta ülke, bu anı iple çekiyor. Çünkü Selimiye sadece bir cami değil; o, bir medeniyetin taç yapıtı, bir dehanın alnındaki ışık.
Restorasyon ekibinin işi gerçekten zordu. Her bir kararı, her bir müdahalesi tarihe karşı sorumluluk taşıyordu. Bir yanlış adım, telafisi imkansız sonuçlar doğurabilirdi. Ama öyle görünüyor ki, bu ağır yükün altından layıkıyla kalktılar. Tebrikleri hak ediyorlar.
Kısacası, Edirne'nin silüetini yeniden taçlandıracak olan bu başyapıt, eski ihtişamına kavuşmak üzere. Şehrin kalbinde, yeniden pırıl pırıl parlayacağı günü bekliyor. O gün geldiğinde, ziyaretçilerini yine aynı büyüleyici güzellikle karşılayacak. Bekleyin, göreceksiniz.
