NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya'nın son dönemdeki agresif açıklamalarına adeta soğuk duş etkisi yaratacak açıklamalarda bulundu. İttifakın, Moskova'nın her türlü tehdidine karşı hazırlıklı olduğunu vurgulayan Stoltenberg, "Artık farklı bir dünyadayız" diyerek durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.
Stoltenberg, Almanya'nın Ramstein kentindeki üssü ziyareti sırasında gazetecilere yaptığı açıklamalarda gerçekten çarpıcı ifadeler kullandı. Rusya'nın son zamanlarda Batı ülkelerine yönelik nükleer silah konuşlandırma, askeri müdahale tehditleri gibi söylemlerinin -açıkçası- hiç de yeni olmadığını belirtti. Ama asıl önemli olan, NATO'nun bu tehditlere verdiği yanıttı.
Dönüm Noktası: Ukrayna İşgali
Şubat 2022'de başlayan Ukrayna işgali, NATO için tam bir uyanış çağrısı oldu. Stoltenberg'in de altını çizdiği gibi, ittifak üyeleri bu tarihten sonra savunma harcamalarını ciddi şekilde artırma kararı aldı. Kimi ülkeler bu artışta diğerlerine göre daha yavaş kalsa da, genel tablo oldukça net: Avrupa'nın savunma anlayışı kökten değişiyor.
"Rusya'nın saldırgan tutumu," diyor Stoltenberg, "bizim kolektif savunma anlayışımızı güçlendirmekten başka bir işe yaramadı." Gerçekten de öyle oldu. Finlandiya'nın NATO'ya katılması ve İsveç'in de aynı yolu izlemesi, Rusya'nın beklediği sonuçların tam tersini doğurdu.
Sayılarla NATO'nun Güçlenişi
Rakamlar oldukça etkileyici: NATO üyelerinden 23'ü bu yıl gayri safi yurtiçi hasılalarının %2'sini savunmaya ayıracak. Bu, soğuk savaş sonrası dönemde görülmemiş bir seviye. Stoltenberg'in ifadesiyle, "Avrupa ve Kuzey Amerika, güvenliklerine yatırım yapma konusunda ciddi olduklarını gösterdi."
Peki ya Almanya? Avrupa'nın bu dev ekonomisi, savunma bütçesini 100 milyar avroluk özel bir fonla takviye etti. Bu hamle, Berlin'in savunma politikasındaki köklü değişimin en somut göstergesi sayılır.
NATO'nun Stratejik Hamleleri
Stoltenberg, ittifakın sadece savunma harcamalarını artırmakla kalmadığını, aynı zamanda doğu kanadındaki varlığını da güçlendirdiğini vurguladı. Müttefik birliklerinin sayısı, savaş gruplarının konuşlandırılması... Tüm bunlar Rusya'ya net bir mesaj veriyor: "NATO topraklarına yönelik herhangi bir saldırı, ittifakın tamamının yanıtıyla karşılaşacak."
Aslında düşününce, Rusya'nın tehditleri tam bir paradoks yaratmış durumda. Amaçları NATO'yu zayıflatmaktı ama sonuç tam tersi oldu. İttifak şimdi daha güçlü, daha birleşik ve -daha da önemlisi- daha kararlı.
Stoltenberg'in sözleriyle bitirelim: "Rusya'nın saldırganlığı karşısında NATO'nun birliği ve kararlılığı daha da güçlendi. Bu, Moskova için hesap edemedikleri bir sonuç oldu." Gerçekten de öyle.