Brüksel'de bugün hava oldukça gergin. NATO genel merkezinin önünde sıralanan bayraklar, içeride devam eden kritik görüşmelerin adeta sessiz tanıklarıydı. Savunma bakanları, masanın etrafında - kimilerinin deyimiyle - fırtına öncesi sessizliği andıran bir ciddiyetle toplanmıştı.
Aslında bu olağan bir toplantı değil. Bölgedeki gerilimler öyle arttı ki, artık 'rutin' diye bir şey kalmadı neredeyse. Herkesin aklında aynı soru: Savunma hattımız yeterince güçlü mü?
Gündemde Neler Var?
Toplantıda masaya yatırılan konular gerçekten dikkat çekici. Ortak savunma kapasitelerinin güçlendirilmesinden tutun da, son dönemde artan bölgesel tehditlere kadar uzanan geniş bir yelpaze söz konusu. İşin ilginç yanı, bazı bakanların özel görüşmelerde çok daha net ifadeler kullandığı yönündeki söylentiler.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu tür toplantılar genellikle protokole uygun, resmi geçer. Ama bugünkü atmosfer farklı. Yüz ifadelerinden bile belli - herkes ciddi ciddi endişeli.
- Askeri hazırlık seviyelerinin artırılması
- Yeni nesil tehditlere karşı ortak strateji
- Savunma harcamalarının gözden geçirilmesi
- Bölgesel işbirliği mekanizmaları
Kimse açıkça söylemiyor ama koridorlarda dolaşan dedikodular, bazı ülkelerin savunma bütçelerinde ciddi artışlar planladığı yönünde. Tabii bunlar henüz teyit edilmiş şeyler değil.
Sonuçlar Ne Anlama Geliyor?
Toplantıdan çıkacak kararlar sadece kağıt üzerinde kalmayacak gibi görünüyor. Aslına bakarsanız, bu buluşmanın Avrupa'nın güvenlik mimarisinde önemli değişikliklere yol açması bekleniyor. Belki de bazıları için 'geç kalınmış' adımlar atılacak.
Şahsi düşüncem, bu tür zirvelerin artık eskisi gibi sadece formalite olmadığı. Herkesin gözü kulağı Brüksel'de - ve haklılar da. Çünkü alınacak kararlar hepimizi doğrudan etkileyecek.
Toplantılar devam ederken, dışarıda basın mensupları her çıkan bakanı soru yağmuruna tutuyor. Cevap vermekten kaçınanlar, 'resmi açıklama yapılacak' diyerek geçiştiriyor. Ama suskunlukları bile aslında bir şeyler söylüyor.