NATO Genel Sekreteri Rutte'den Ukrayna İçin Çarpıcı Açıklama: 'Güvenlik Garantileri Şart!'
Rutte: Ukrayna'nın Güvenlik Garantileri Sağlanmalı

NATO'nun yeni ismi Mark Rutte, görevinin henüz başında ama çoktan ateş hattında. Daha ilk günlerden, Ukrayna meselesine dair net ve sert konuşuyor. Hiç vakit kaybetmedi, doğrudan meselenin kalbine indi.

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı bu amansız savaş, artık üçüncü yılına giriyor. Ve Rutte'ye göre, bu durum sadece Ukrayna'nın değil, tüm dünyanın meselesi. "Ukrayna'nın güvenliği, hepimizin güvenliğidir" diyor adeta. Peki, ne yapılmalı?

Güçlü Bir Ukrayna, İstikrarlı Bir Avrupa Demek

Rutte'nin altını çizdiği en önemli nokta şu: Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini korumak, sadece Kiev için değil, tüm Avrupa-Atlantik topluluğu için hayati önem taşıyor. Ukrayna güçlü olmadan, bölgede kalıcı bir barıştan söz etmek mümkün değil. Bu yüzden de askeri, ekonomik ve diplomatik destek kesintisiz sürmeli.

— Bu, basit bir dayanışma meselesi değil, diyor Rutte. Bu, stratejik bir zorunluluk. Rusya'nın saldırganlığının karşısında dimdik durmak zorundayız.

Garantiler ve Gelecek Planları

Peki nasıl olacak bu? Rutte, Ukrayna'ya verilecek güvenlik taahhütlerinin somut ve uzun vadeli olması gerektiğinin altını çiziyor. Yani, boş laflar değil, elle tutulur adımlar. NATO üyesi olmasa bile, Ukrayna'nın kendini savunabilmesi için ihtiyaç duyduğu her türlü kaynak sağlanmalı.

Batılı müttefikler, Kiev'e silah, eğitim ve istihbarat desteği sağlamaya devam ediyor. Fakat Rutte, bunun ötesine geçilmesi gerektiğini düşünüyor. Ukrayna'nın savunma sanayisinin güçlendirilmesi ve modernizasyonu da kritik öncelikler arasında.

Rusya'nın son hamleleri ve cephedeki durum ise iç açıcı değil. Saldırılar şiddetini artırmış durumda. Rutte, tam da bu nedenle desteğin artırılması gerektiğini vurguluyor. "Zaman, Ukrayna'dan yana değil" uyarısı yapıyor. Acilen harekete geçilmeli.

Diplomasi kapısı tamamen kapalı değil elbette. Ancak Rutte'nin de dediği gibi, masaya oturmanın tek yolu, Ukrayna'nın güçlü bir pozisyonda olması. Kimse zayıf bir pazarlık pozisyonunda görüşme yapmak istemez. Bu yüzden önce askeri denge sağlanmalı, ardından diplomatik çözüm aranmalı.

Sonuç olarak, Rutte'nin liderliğindeki NATO, Ukrayna konusunda oldukça net bir çizgi çizmiş durumda. Destek sürecek, Rusya'nın saldırganlığı kınanacak ve Ukrayna'nın geleceği için somut adımlar atılacak. Önümüzdeki aylar, bu taahhütlerin ne kadar yerine getirileceğini gösterecek. Bekleyip göreceğiz.