Gazze'de yaşamak hiç kolay değil. Hele bir de dünyanın süper gücü tarafından dayatılan bir planla karşı karşıyaysanız. İşte tam da bu yüzden Trump'ın sözde 'Yüzyılın Anlaşması' Gazze sokaklarında derin bir hüzün ve öfkeyle karşılandı.
Bir bakıyorsunuz, insanlar iki arada bir derede kalmış. Bir yanda hayatlarını kökten değiştirecek bir plan, diğer yanda ise zaten zor olan yaşam koşulları. Ve ortada kocaman bir çaresizlik.
"Bu Bir Dayatma, Ama Ne Yapabiliriz Ki?"
Gazze'nin daracık sokaklarında konuştuğumuz Ahmed isimli bir esnaf, durumu özetler nitelikte: "Bize sorulmadan hazırlanmış bir plan bu. Adeta tepemize yıkılıyor. Ama bakın etrafa - elektrik yok, iş yok, gelecek yok. Reddetmek lüksümüz mü var?"
Ahmed'in sözleri aslında pek çok Gazzeli'nin içinde bulunduğu ikilemi gözler önüne seriyor. Kabul etmek istemiyorlar ama başka seçenek de göremiyorlar. Tıpkı bir çıkmaz sokakta sıkışıp kalmış gibi hissediyorlar.
Planın Detayları ve Gazze'ye Etkileri
Trump'ın planına göre Gazze, İsrail'in güvenliği garanti altına alınarak genişletilmiş bir Filistin yönetimine bağlanacak. Fakat - ve bu çok önemli bir 'fakat' - Gazze halkı bunu toprak bütünlüğünün ihlali olarak görüyor.
- Gazze Şeridi'nin sınırları değişecek
- İsrail güvenlik endişeleri ön planda tutulacak
- Ekonomik yardımlar planın kabulüne bağlı
- Yerleşim birimleri tartışmalı statüde kalacak
Bir öğretmen olan Fatma Hanım ise içini döküyor: "Yıllardır mücadele ediyoruz. Direniyoruz. Ama yorgunuz arkadaş, yorgunuz. Çocuklarımızın normal bir hayatı olsun istiyoruz. Bu plan ideal değil ama belki de tek şansımız."
Uluslararası Tepkiler ve Gazze'nin Yalnızlığı
Ortadoğu'da barış? Kimileri için ütopya, kimileri içinse pazarlık konusu. Gazze halkı ise kendileri hakkında karar verilirken kenarda bekletilmekten rahatsız.
Düşünsenize, hayatınızla ilgili en önemli kararlar siz olmadan alınıyor. Üstelik bunu yapanlar, sizin yaşadığınız zorlukları belki de hiç anlamıyor. İşte Gazze'nin trajedisi tam da burada yatıyor.
Bölgede konuştuğumuz gençlerden Muhammed'in sözleri ise durumun vahametini gözler önüne seriyor: "Biz burada açlıkla, yoksullukla mücadele ederken dünya bizi unuttu. Şimdi de önümüze bir plan koyuyorlar ve 'ya bunu kabul edersiniz ya da yok olursunuz' diyorlar. Adil mi bu?"
Ekonomik Baskılar ve Gerçekler
Gazze ekonomisi zaten dibe vurmuş durumda. İşsizlik oranları rekor kırmış, gençler arasında umutsuzluk kol geziyor. Trump'ın planı ise ekonomik yardımları bir koz olarak kullanıyor.
- Plan kabul edilirse uluslararası yardımlar artacak
- Yeni yatırım fırsatları doğacak
- Ancak Filistinliler özgürlüklerinden taviz vermiş olacak
- Toprak bütünlüğü riske girecek
Bir iş insanı olan Hasan Bey durumu şöyle özetliyor: "Ekonomik olarak çöküşün eşiğindeyiz. Bu plan kötü evet, ama reddedersek daha beter olacağız gibi geliyor. İnsan seçim yapmakta zorlanıyor doğrusu."
Sonuç: Çaresizliğin Sesi
Gazze'den yükselen ses aslında tüm dünyaya bir mesaj niteliğinde: Biz insanız, pazarlık konusu değiliz. Ancak yaşam koşulları öyle zor ki, insan bazen istemediği şeyleri kabul etmek zorunda kalabiliyor.
Trump'ın planı belki bazıları için 'yüzyılın anlaşması' olabilir. Ama Gazze sokaklarında yaşayanlar için bu, çaresizliğin ve dayatmanın bir başka adı. Ve maalesef - ne kadar acı olsa da - kabul etmekten başka çareleri yok gibi görünüyor.
Belki de en trajik olanı, insanların kendi kaderleri hakkında söz sahibi olamaması. Gazze'de yaşanan tam da bu. Ve bu hikaye, Ortadoğu'nun kanayan yarası olmaya devam edecek gibi görünüyor.