Bölgedeki gerginlik adeta barut fıçısına dönüşmüş durumda. İsrail ve Hamas arasındaki pazarlıklar tıkandı, taraflar birbirine rest çekiyor. Eğer Hamas'ın sunduğu bu son plan da masadan kalkarsa, kimse şaşırmasın - her şey bir anda alevlenebilir.
Ortadoğu'da dengelerin ne kadar hassas olduğunu hepimiz biliyoruz aslında. Bir kibrit çakması yetiyor her şeyi altüst etmeye. Şimdi tam da böyle bir dönemden geçiyoruz. Hamas'ın öne sürdüğü şartlar İsrail tarafından kabul görmezse, gerilimin daha da tırmanacağı kesin gibi.
Kritik Görüşmelerde Son Durum
Arabulucular nefes nefese çalışıyor, tarafları bir masaya oturtmak için. Ama işte, her seferinde yeni bir engel çıkıyor karşılarına. Hamas'ın planı -ki detayları tam olarak bilinmiyor- İsrail'in kırmızı çizgileriyle örtüşmüyormuş gibi görünüyor.
Bölge uzmanlarına kulak verirseniz, hepsi aynı şeyi söylüyor: "Bu kez işler farklı." Gerilim o kadar yüksek ki, küçük bir provokasyonun bile büyük bir çatışmayı tetikleyebileceği uyarısı yapılıyor.
Olası Senaryolar ve Bölgesel Etkiler
Eğer Hamas'ın planı reddedilirse -ki bu ihtimal giderek güçleniyor- neler olabilir? İşte en kötü senaryolar:
- Gazze-İsrail sınırında şiddetli çatışmaların yeniden patlak vermesi
- Bölge ülkelerinin işin içine daha fazla dahil olması
- Uluslararası kamuoyunun yeniden bölünmesi
- Sivil halkın durumunun daha da kötüleşmesi
Aslında kimse tam anlamıyla savaş istemiyor. Ama gurur, onur, siyasi hesaplar... Tüm bunlar bir araya gelince, mantığın sesi duyulmaz oluyor maalesef.
Bir de şu var tabii: Bölgedeki diğer aktörler ne yapacak? İran, Suudi Arabistan, Mısır... Hepsi kendi çıkarları doğrultusunda hareket edecek. Bu karmaşık denklemde en büyük bedeli yine siviller ödeyecek gibi görünüyor.
Dış Politika Uzmanları Ne Diyor?
"Bu iş barut fıçısı üzerinde dans etmek gibi" diyor bir analist. Haklı da. Taraflar bir yandan müzakere masasında oturuyor, diğer yandan silahlarını güncelliyor. İkiyüzlü mü? Belki de realist.
Başka bir uzman ise daha karamsar: "Geçmişte yaşananlar bize gösterdi ki, bu tür pazarlıklar genellikle son dakikaya kalıyor. Ama bu sefer son dakika çoktan geçmiş olabilir."
Peki ya Türkiye'nin pozisyonu? Bildiğiniz gibi Ankara, bölgedeki dengeleri korumaya çalışıyor. Hem Hamas'la diyaloğu sürdürüyor hem de İsrail'le iletişim kanallarını açık tutuyor. Zorlu bir denge actiği bu.
Sonuç olarak, önümüzdeki 48 saat kritik önem taşıyor. Ya taraflar anlaşma yolunu bulacak -ki bu herkesin ortak dileği- ya da bölge yeni bir şiddet sarmalına girecek. Umarım akıl ve diyalog galip gelir de, insanların hayatları bir kez daha riske atılmaz.
