Ortadoğu'da barut fıçısı yeniden alev aldı. İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant'ın yaptığı son açıklama, bölgedeki gerilimi tırmandıran bir ültimatom niteliğinde. Galant, Gazze'deki Filistinlileri hedef alan ve 'ölüm koridoru' olarak adlandırılan tartışmalı bir operasyon için "Bu son şansınız" ifadesini kullandı.
Aslında durum hiç de iç açıcı değil. Bakanın sözleri, uluslararası hukuku hiçe sayan bir tehdit gibi duruyor. Düşünsenize, sivillerin yoğun olarak yaşadığı bir bölgede böylesine sert bir açıklama yapılıyor. İnsan hakları örgütleri zaten ayakta - bu neyin provası acaba?
Ültimatomun Perde Arkası
Galant'ın sözleri öyle sıradan bir açıklama değil. "Hayatınızı garanti altına almak için bu fırsatı değerlendirin" diyor ama arka planda çok daha farklı bir senaryo dönüyor. İsrail ordusunun Gazze'nin belirli bölgelerinde oluşturduğu bu 'güvenli koridor' aslında ne kadar güvenli? Cevap: Hiç değil.
Yerel kaynaklardan gelen bilgiler içler acısı. Filistinliler adeta bir seçim yapmaya zorlanıyor: Ya evlerini terk edecekler ya da... Aslında ikinci seçeneğin ne olduğunu söylemeye gerek yok herhalde.
Uluslararası Tepkiler Büyüyor
Dünya kamuoyu bu gelişmeler karşısında sessiz kalmıyor tabii. Birleşmiş Milletler yetkilileri, bu tür tehditlerin sivil halk üzerinde yarattığı psikolojik baskıya dikkat çekiyor. Avrupa Birliği'nden gelen açıklamalar da durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Peki Türkiye'nin pozisyonu? Dışişleri Bakanlığı'mızın konuya ilişkin resmi açıklamasını bekliyoruz ama şu kadarını söyleyeyim - Ankara'nın bu gelişmeler karşısında kayıtsız kalması mümkün değil.
Ortadoğu'da dengeler yeniden şekillenirken, İsrail'in bu agresif tutumu bölgedeki kırılgan barış umutlarını daha da zedeliyor. Sivillerin can güvenliği her şeyden önemli olmalı ama görünen o ki bazıları için rakamlar ve siyasi kazançlar daha değerli.
Son söz: İnsanlık adına üzücü gelişmeler bunlar. Umarım uluslararası toplum bu krize kalıcı bir çözüm bulmak için harekete geçer - yoksa bedelini yine masumlar öder.
