Dünya siyasetinin iki ağır topu yeniden bir araya geldi. Donald Trump ve Benjamin Netanyahu - kimine göre tarihi bir ittifak, kimine göre ise fırtınalı bir ortaklığın iki ismi. Bu kez masaya yatırdıkları konu, Ortadoğu'nun kanayan yarası Gazze için yepyeni bir barış planı.
Görüşme öncesi havada hissedilen gerilim, adeta fırtına öncesi sessizliği andırıyordu. İki liderin telefonda ne konuştuğu ise herkesin merak konusu. İşte o görüşmeden sızan detaylar...
Barış İçin Yeni Bir Şans mı?
Trump'ın ofisinden yapılan açıklama, aslında her şeyi anlatıyor: "Eski Başkan Trump, İsrail'e yönelik terör saldırılarına karşı güçlü duruşunu yineledi." Bu cümle bile tek başına Washington-Tel Aviv hattında neler döndüğünü anlamak için yeterli.
Netanyahu tarafı ise her zamanki gibi diplomatik ama bir o kadar da net: "İsrail'in güvenliği kırmızı çizgimizdir." Peki ya Gazze? İşte orası biraz daha karmaşık.
Planın Ana Hatları Ne?
Kaynakların aktardığına göre, masada duran plan şu ana başlıkları içeriyor:
- Kalıcı ateşkes için yeni mekanizmalar
- İnsani yardım koridorlarının genişletilmesi
- Bölgesel güvenlik garantileri
- Ekonomik işbirliği fırsatları
Ancak işin iç yüzü göründüğünden daha karışık. Trump'ın "yüzyılın anlaşması" olarak pazarladığı planın bu sefer tutup tutmayacağı ise herkesin kafasındaki soru işareti.
Bölge uzmanları ise temkinli. "Her iki lider de siyasi kariyerlerinin kritik dönemecinde" diyor bir analist. "Bu görüşme sadece Gazze için değil, kendi siyasi gelecekleri için de hayati önem taşıyor."
Peki Ya Uluslararası Tepkiler?
Avrupa başkentlerinden gelen ilk sinyaller karışık. Brüksel'deki bir diplomatın dediği gibi: "Her yeni plan umut verici ama uygulamada hep aynı hikaye."
Arap dünyası ise ikiye bölünmüş durumda. Bazıları bu girişimi desteklerken, diğerleri "aynı filmin yeni sahnesi" diye eleştiriyor.
Gerçek şu ki: Gazze'deki sıradan insanlar için bu diplomasi oyunlarından çok daha önemli şeyler var. Temiz su, gıda, güvenlik... Belki de bu kez farklı olur? Kim bilir.
Trump ve Netanyahu ikilisinin bu yeni hamlesi, önümüzdeki günlerde hem bölge politikasını hem de uluslararası dengeleri derinden etkileyebilir. Ama şu an için tek kesin olan bir şey var: Ortadoğu'da hiçbir şey göründüğü gibi değil.