Uluslararası arenada tam anlamıyla bir soğuk duş etkisi yaratan bir gelişme yaşandı. Kanada, Ukrayna'ya göndermeyi taahhüt ettiği 83 bin CRV-7 roket projesini -ne yazık ki- rafa kaldırdı. Bu karar, Rusya'nın devam eden saldırganlığı karşısında Kiev'e verilen askeri desteğin sürekliliği konusunda ciddi endişelere yol açtı.
Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, roketlerin teknik güvenlik testlerinden geçemediği belirtildi. "Güvenlik standartlarımızı karşılamadıkları tespit edildi" ifadeleri kullanıldı. Aslında bu, askeri yardım konusunda ne kadar titiz davranıldığının da bir göstergesi sayılır - ama tabii Ukrayna'nın acil ihtiyaçları düşünülünce, bu titizlik biraz pahalıya patladı diyebiliriz.
Depolardaki Stokların Akıbeti Ne Olacak?
Kanada'nın elindeki bu roket stoğu, 1970'lerden beri kullanılıyordu. Yıllar içinde teknoloji gelişti, standartlar değişti - ve görünen o ki bu eski savaş atları artık modern savaşın gerektirdiği güvenlik koşullarını sağlayamıyor. İronik olan şu ki, bu roketler zaten Ukrayna'ya gönderilmek üzere hazırlanmıştı bile.
Peki ya alternatif çözümler? Bakanlık yetkilileri, "Başka seçenekleri değerlendirdik" diyor ama sonuçta varılan nokta, bu roketlerin imhası oldu. Ukrayna'nın ihtiyaçlarını karşılamak için farklı yollar arandığı vurgulansa da, mevcut durumda ellerindeki en büyük kartlardan birini oynayamadıklarını kabul etmek zorundalar.
Stratejik Bir Hamle mi, Zorunlu Bir Adım mı?
Bu kararın arka planında neler var acaba? Bazı uzmanlara göre, teknik güvenlik gerekçesi aslında daha derin diplomatik hesap-ların bir parçası olabilir. Diğer yandan, savunma sanayii içindeki bazı çevreler, "Eski teçhizatın modern savaş koşullarında risk oluşturması gerçek bir endişe" diye düşünüyor.
Şu anda elimde kesin veriler olmasa da, bu durumun Ukrayna-Kanada ilişkilerinde geçici bir gerginliğe yol açabileceğini söyleyebilirim. Zira savaşın en kritik döneminde beklenen yardımın gelmemesi - hangi gerekçeyle olursa olsun - moral bozucu bir etki yaratıyor.
Sonuç olarak, Ottawa'nın bu kararı hem askeri hem de diplomatik açıdan önemli sonuçlar doğurabilir. Ukrayna cephesinde ise bu gelişme, "Dostların yardımı her zaman garantili değil" gerçeğini bir kez daha hatırlattı. İnsan ister istemez düşünüyor: Acaba bu tür sürprizler gelecekte de yaşanır mı?