Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) son açıkladığı veriler gerçekten dikkat çekici. Rus ekonomisi için 2026 yılına ilişkin büyüme tahmini adeta şaşkınlık yarattı diyebilirim. Yüzde 1.3'lük bir büyüme öngörüsü, mevcut küresel ekonomik dalgalanmalar içinde oldukça anlamlı.
Aslında rakamlar tek başına yeterince konuşmuyor belki ama -şahsi fikrim- bu tahminin arkasındaki dinamikler çok daha ilginç. IMF'nin "Dünya Ekonomik Görünüm" raporunda yer alan verilere göz atınca, Rusya'nın ekonomik direnci konusunda yeni şeyler söylemek mümkün.
Rakamların Arkasındaki Gerçekler
2024 için yüzde 3.2'lik büyüme beklentisi zaten oldukça yüksek. Ancak asıl ilginç olan, bu büyümenin 2025'te yüzde 1.8'e, 2026'da ise yüzde 1.3'e düşecek olması. Bu düşüş eğilimi bana kalırsa Rus ekonomisinin normalleşme sürecine işaret ediyor.
Peki neden böyle? Sanırım enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve uluslararası yaptırımların uzun vadeli etkileri bu yavaşlamanın temel nedeni. Ama şunu da eklemeliyim: Rusya'nın iç piyasa odaklı yeni ekonomik modeli de bu süreçte kritik rol oynuyor.
Küresel Etkiler ve Türkiye İlişkisi
Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik bağlar düşünüldüğünde, bu tahminler bizim için de oldukça önemli. Enerji ithalatından turizme, inşaat sektöründen tarım ürünleri ticaretine kadar pek çok alanda Rus ekonomisindeki gelişmeler bizi doğrudan etkiliyor.
IMF'nin bu projeksiyonları, aslında tüm dünya ekonomisi için bir barometre niteliğinde. Rusya'nın yavaş ama istikrarlı büyüme path'i, küresel ekonominin genel seyri hakkında da ipuçları veriyor bence.
Sonuç olarak, 2026 yılına kadar devam edecek bu ekonomik landscape, hem Rusya hem de Türkiye için yeni fırsatlar ve riskler barındırıyor. IMF'nin tahminlerinin gerçekleşme derecesi, önümüzdeki dönemde hepimizi yakından ilgilendirecek gibi görünüyor.
