
Dünya basınında yankı uyandıran bir iddia daha gündeme bomba gibi düştü. ABD ve İsrail'in, adeta bir 'ölüm vakfı' gibi çalıştığı öne sürülen yapılanması, uluslararası kamuoyunda şok etkisi yarattı. Peki bu iddialar ne kadar gerçek? İşte tüm detaylar...
Karanlık İşlerin Peşinde
Ortadoğu'nun kanayan yarası haline gelen bu vakıf, görünürde hayır işleri yapıyor gibi duruyor. Ama işin aslı öyle mi? Bölgeden gelen bilgilere göre, vakfın asıl amacı çok daha farklı. Kimilerine göre bu, bölgedeki dengeleri alt üst etmeye yönelik sinsice bir planın parçası.
Şimdi soruyoruz: Devletlerin arka planda yürüttüğü bu tür operasyonlar ne zaman son bulacak? İnsan hakları savunucuları, vakfın faaliyetlerini 'kabul edilemez' olarak nitelendiriyor.
Veriler Ne Diyor?
Son dönemde sızdırılan belgeler, vakfın çalışma prensiplerine dair çarpıcı bilgiler içeriyor. Öyle ki:
- Vakfın bütçesinin büyük kısmı 'özel operasyonlar' için ayrılmış
- Faaliyet alanlarının çoğu istihbarat çalışmalarıyla örtüşüyor
- Finansman kaynakları son derece şüphe uyandırıcı
Dünya siyasetinin karanlık yüzünü gösteren bu gelişmeler, uluslararası hukuk uzmanlarını da harekete geçirdi. Bazı hukukçular, vakfın faaliyetlerinin savaş suçu kapsamına girebileceğini belirtiyor.
Bölgedeki Etkileri
Ortadoğu'nun hassas dengelerini alt üst eden bu vakıf, özellikle Filistin topraklarında ciddi tepkilere neden oluyor. Yerel halk, vakfın varlığını 'açık bir tehdit' olarak görüyor. Peki ya uluslararası toplum bu konuda ne yapıyor? Maalesef beklenen adımlar bir türlü atılmıyor.
Bölge uzmanlarına göre, vakfın faaliyetleri sadece bugünü değil, yarınları da etkileyecek nitelikte. 'Barış' adı altında yürütülen bu operasyonlar, aslında bölgedeki gerilimi daha da artırıyor.