Ardahan'da yaşanan o an, belki de bugüne kadar duyduğunuz en dokunaklı hikayelerden biri. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaleme aldığı "Terörsüz Türkiye" mesajını içeren mektup, vatan uğruna canını feda eden bir evladın annesine ulaştı. Gözyaşlarının sel olup aktığı o anı tarif etmek kelimelerle mümkün değil.
Şehit annesi, mektubu eline aldığında odada çıt çıkmıyordu. Sanki zaman durmuş, herkes o anın büyüsüne kapılmıştı. "Vatan sağ olsun" diyen o yürekli kadın, evladının boşuna gitmediğini bir kez daha anlamıştı. Erdoğan'ın samimi ifadeleri, yaralı bir kalbe merhem olmuştu adeta.
Bir Mektup, Bin Anlam
Mektupta neler mi yazıyordu? Terörle mücadelenin artık son perdesine geldiğimiz, şehitlerimizin kanlarının yerde kalmayacağı, bu toprakların bir daha asla hainlerin pençesine düşmeyeceği... Kelimeler öyle güçlüydü ki, okurken tüyleriniz diken diken oluyordu. Özellikle "Şehitlerimiz bizim için sadece birer isim değil, bu milletin yüz akıdır" cümlesi, herkesi derinden etkilemişti.
Ardahan'ın o soğuk ama bir o kadar sıcak yürekli insanları, bu ziyareti asla unutamayacak. Belediye yetkililerinin de hazır bulunduğu görüşmede, şehit ailelerine verilen değer bir kez daha gözler önüne serildi. Kim bilir, belki de bu mektup, terör belasına karşı verilen mücadelenin ne denli önemli olduğunu anlatmak için atılmış en anlamlı adımlardan biriydi.
Yüreklerdeki Yaralar ve Umutlar
Şehit annesi, "Oğlum vatan için canını verdi, Cumhurbaşkanımız da bunun farkında" diyerek duygularını ifade etti. Gözlerindeki o derin hüzünle birlikte, gururun da okunduğu bir andı bu. Toprağa düşen her fidanın, bir gün koca bir ormana dönüşeceğine dair inanç tazelenmişti sanki.
Bu ziyaret sırasında konuşulanlar, Ardahan sokaklarında dalga dalga yayıldı. Kahvehanelerde, evlerde, iş yerlerinde herkes aynı konuyu konuşuyordu: "Terörün sonu artık çok yakın." Cumhurbaşkanının samimi yaklaşımı, halkın moralini bir hayli yükseltmişti. Kimilerine göre bu mektup, sadece bir şehit annesine değil, tüm Türkiye'ye gönderilmişti aslında.
Peki ya sizce? Böyle anlamlı bir jest, toplumda nasıl bir etki bırakır? Şehitlerimizin hatırasını yaşatmak adına daha neler yapılabilir? Cevap belki de hepimizin yüreğinde saklı...
