Ortadoğu'nun karmakarışık siyasi labirentinde yeni bir iddia daha gündemi sarsıyor. İsrail'in, terör örgütlerinden tamamen arındırılmış bir sınır hayali peşinde olduğu konuşuluyor. Peki bu, gerçekten ulaşılabilir bir hedef mi yoksa sadece bir propaganda aracı mı?
Aslında Hiç de Yeni Bir Fikir Değil
Bölgedeki kaynaklar, İsrail'in bu hedefinin aslında yıllardır var olduğunu ancak son dönemde daha somut adımlar atıldığını belirtiyor. 'Güvenli sınır' kavramı, Tel Aviv yönetiminin dilinden hiç düşmüyor. Fakat iş pratiğe gelince, işler hiç de göründüğü kadar basit değil.
Bir diplomatın dediği gibi: "Bu bölgede güvenlik, kum üzerine çizilen çizgilere benzer - bir rüzgârda savrulup gider." Gerçekten de, son yıllarda yaşanan gelişmeler bu sözü doğrular nitelikte.
Peki Ya Gerçekçilik?
Uzmanlar, İsrail'in bu hedefine ulaşmasının önündeki en büyük engelin bölgedeki istikrarsızlık olduğunu vurguluyor. Şu anda masada duran senaryolar:
- Asimetrik savaş tehdidinin sürmesi
- Bölgesel aktörlerin çıkar çatışmaları
- Uluslararası toplumun tutarsız politikaları
Bir güvenlik analisti, "İsrail'in bu hayali, bir nevi çölde vaha aramaya benziyor" diyor. "Görüntü güzel ama ulaşmak neredeyse imkânsız."
Diplomatik Kriz Kapıda mı?
Son gelişmeler, bölgedeki gerilimin daha da artabileceğine işaret ediyor. İsrail'in son hamleleri, komşu ülkelerin tepkisini çekmiş durumda. Öyle ki, bazı gözlemciler yeni bir diplomatik krizin eşiğinde olduğumuzu iddia ediyor.
Peki ya Türkiye'nin pozisyonu? Dış politika uzmanları, Ankara'nın bu konuda dengeli bir tutum sergilemeye devam edeceğini düşünüyor. "Türkiye, bölgedeki istikrarı korumak için kritik bir rol oynayabilir" diyor bir akademisyen.
Bu arada, İsrail'in iç politikası da bu süreci etkileyebilir. Son anketler, hükümetin bu konudaki politikalarının bile toplumda tam olarak destek görmediğini gösteriyor. Sanki herkes aynı şarkıyı söylüyor ama farklı nağmelerle...
