Düşünsenize... Tam 26 bin metrekarelik devasa bir alana yayılmış, adeta bir eğitim vadisi. Burası sıradan bir üniversite kampüsü değil, İstanbul'un kalbinde saklı bir akademik cennet.
Yeditepe Üniversitesi denince akla hemen o muhteşem konum geliyor - evet, Ataşehir'deki 26 Ağustos Yerleşimi'nden bahsediyoruz. Asya yakasının bu gözde semtinde, öğrenciler için neredeyse ideal sayılabilecek bir noktada bulunuyor.
Neden Bu Kadar Özel?
Şöyle anlatayım: Kampüs o kadar stratejik konumlanmış ki, ulaşım derdi neredeyse yok denecek kadar az. Metroya, otobüslere, minibüslere... Her şey elinizin altında. Öğrenci olmak zaten yeterince stresliyken, ulaşım sıkıntısı yaşamamanın değerini bilen bilir.
Üniversitenin kuruluş hikayesi de oldukça ilginç. İstanbul Eğitim ve Kültür Vakfı (İSTEK Vakfı) tarafından 1996'da hayata geçirilmiş. Yani neredeyse çeyrek asırlık bir eğitim birikimi var arkalarında. Bu kadar yıllık tecrübenin getirdiği bir olgunluk ve sistem oturmuşluğu hissediliyor doğrusu.
Kampüs Hayatı: Sadece Ders Değil!
Burası sadece ders görülen bir yer değil, adeta küçük bir şehir gibi. Kütüphanesinden laboratuvarlarına, spor tesislerinden kafeteryalarına kadar her şey düşünülmüş. Öğrenciyseniz ve 'acaba' diye düşünüyorsanız, şunu söyleyebilirim: Yeditepe gerçekten kapsamlı bir eğitim-yaşam deneyimi sunuyor.
Bir de şu var - Ataşehir'in o modern, hareketli atmosferi kampüs hayatına yansıyor. Ders aralarında şehrin karmaşasından uzak ama aslında tam da şehrin kalbindesiniz. İşte bu dengenin tadını çıkarmak paha biçilemez.
Son bir not: Üniversite arayanlar için Yeditepe, hem konumu hem de sunduğu imkanlar açısından gerçekten dikkate değer bir seçenek. Gitmeden, görmeden karar vermeyin derim ben.