
Görenlerin gözleri faltaşı gibi açılıyor adeta. Altın piyasası yine fırtınalar estiriyor, ons bazında fiyatlar tavan yapıyor. Düşünün bir kere, doların zayıflığı yetmiyormuş gibi bir de ABD'deki siyasi kriz eklenince, yatırımcılar nereye koşuyor? Tabii ki altına!
Öyle böyle değil ha, gerçek anlamda tarihi bir performans sergiliyor altın. Dün itibarıyla ons fiyatı 1.980 dolar seviyelerini gördü. Bu ne demek? Yatırımcıların güvenli liman arayışının ne kadar güçlü olduğunun resmidir.
Doların Çöküşü ve Washington'daki Kriz Rüzgarları
Dolar endeksi son zamanlarda adeta kanatları kırılmış bir kuş gibi. Düşüyor, düşüyor, bir türlü toparlanamıyor. Peki ya ABD? Orada durumlar daha da vahim. Hükümetin kapanma tehlikesi -ki bu iş ciddiye bindi- yatırımcıları tedirgin etmeye yetiyor da artıyor bile.
Şöyle söyleyeyim: Ekonomik belirsizlik denizinde fırtına çıktığında, herkes sığınacak bir liman arar. İşte altın tam da o liman. Dolar zayıfladıkça, siyasi riskler arttıkça, insanlar paralarını nereye koysak diye düşünüyor. Ve cevap hep aynı: Altın!
Piyasa Uzmanları Ne Diyor?
Uzmanların dilinde aynı nakarat: "Riskler arttı, altın cazibesini koruyor." Bir analist dün şunu mırıldanıyordu: "Bu koşullarda altının yükselmemesi için hiçbir neden yok. Dolar hastalıklı, ABD siyaseti krizde - altın ise parlamaya devam edecek gibi görünüyor."
Başka bir yorumcu da ekliyor: "Altın sevenler için harika günler yaşanıyor. Fiyatların daha da yukarı gitmesi işten bile değil. Özellikle ABD'deki bütçe krizi derinleşirse..."
Gelecek Günlerde Ne Beklemeli?
Peki ya sonra? Görünen o ki önümüzdeki günlerde altın fiyatları için kritik bir dönem yaşanacak. ABD'deki siyasi gerilim çözülmezse -ki çözüleceğine dair pek işaret yok- altının parlaması sürecek.
Doların durumu ise apayrı bir hikaye. Zayıflığı sürdükçe, altının cazibesi artacak. Yatırımcılar için altın, güvenli bir sığınak olmayı sürdürüyor. Kısacası, ekonomik fırtınalar dinene kadar altın parlamaya devam edecek gibi görünüyor.
Son bir not: Eğer yatırım yapmayı düşünüyorsanız, altının bu performansı göz ardı edilecek gibi değil. Ama tabii -her zaman olduğu gibi- riskleri de unutmamak lazım!