Dünyanın gözü önünde devam eden bir trajedi bu. Sudan'da yaşananlar, bildiğiniz sıradan bir iç savaşın çok ötesinde. Sanki bir film setinden fırlamış gibi duran bu korkunç senaryonun perde arkasında, parlak sarı bir metalin hırsı yatıyor: altın.
Öyle ki, ülkenin doğusundaki madenler adeta bir ölüm tuzağına dönüşmüş durumda. Haftalardır süren çatışmalar, binlerce masum insanın hayatına mal oldu. Peki neden? Cevap basit aslında: Açgözlülük.
Wagner'in Kanlı Parmak İzleri
Rusya'nın karanlık yüzü Wagner grubu, bu kanlı oyunda başrolde. Bölgedeki altın madenlerini kontrol etmek için her yolu mübah görüyorlar. Yerel halkın anlattıkları ise tüyler ürpertici.
"Gece gündüz demeden çalıştırılıyoruz" diyor bir maden işçisi, sesi titreyerek. "Karşılığında ise sadece hayatta kalmamıza yetecek kadar yemek veriyorlar."
Uluslararası Sessizlik Skandalı
En şaşırtıcı olan ise uluslararası toplumun bu duruma göz yumması. BM raporları raflarda tozlanırken, Batılı ülkelerin çoğu bu konuda adeta dili tutulmuş gibi davranıyor. Sanki kimse bu kanlı altını görmek istemiyor.
- Altın ihracatı son bir yılda %400 arttı
- Yasadışı madencilik faaliyetleri kontrol edilemez boyutta
- Yerel halk zorla çalıştırılıyor
- Çevre katliamı yaşanıyor
Durum o kadar vahim ki, bölgedeki nehirler artık altın renginde akmıyor - kan renginde akıyor. Kimyasal atıklar nedeniyle su kaynakları zehirlenmiş, tarım arazileri çöle dönmüş.
Gerçek Bedel
Ortada acı bir ironi var: Dünyanın en değerli metallerinden biri, en değersiz görülen insan hayatları pahasına çıkarılıyor. Sudan halkı için altın, artık bir zenginlik sembolü değil - bir ölüm habercisi.
Peki bu karanlık oyun ne zaman son bulacak? Gerçek şu ki, dünya bu kanlı altına olan iştahını dizginlemedikçe, Sudan'ın acısı dinmeyecek. Bu, modern çağın en utanç verici sömürü hikayelerinden biri olarak tarihe geçecek gibi görünüyor.