
Asya Pasifik bölgesindeki borsalar, bugünkü işlemlere oldukça hareketli ve bir o kadar da düşük tempolu bir başlangıç yaptı. Sanki genel bir isteksizlik havası hakim diyebiliriz. Güney Kore, bu kasvetli tablonun belirgin bir istisnası olarak öne çıkıyor; orada endeksler az da olsa yükselişe geçmeyi başardı.
Peki ya diğerleri? Durum pek iç açıcı değil. Özellikle Japonya'da Nikkei 225 endeksi, dünkü kapanışa kıyasla hissedilir bir düşüşle mücadele ediyor. Sanki yatırımcılar, bir sonraki hamleyi bekler gibi bir tavır içindeler. Bu bekleyişin ardında, hiç şüphesiz, bugün açıklanacak olan ABD Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin yarattığı gerilim yatıyor.
Fed'in Gölgesi ve Beklentiler
Herkesin gözü kulağı, bu verilerin Federal Rezerv (Fed)'in faiz politikasına dair ne tür ipuçları vereceğinde. Yatırımcılar adeta nefeslerini tutmuş durumda. Faiz oranları konusunda daha ılımlı bir dil benimsenir mi, yoksa enflasyonla mücadele önceliği devam mı eder? İşte bütün mesele bu.
Bu belirsizlik bulutu, sadece Japonya ile sınırlı değil elbette. Çin'in Şanghay ve Shenzhen endeksleri de benzer bir baskı altında. Hong Kong borsası ise tatil nedeniyle kapalı olduğu için bugünkü dalgalanmalardan etkilenmedi. Avustralya'nın S&P/ASX 200 endeksi de düşüşe geçenler kervanına katılmış durumda.
Güney Kore Neden Farklı?
Peki, her yer kırmızıyla boğuşurken Güney Kore borsası nasıl oluyor da ayakta kalabiliyor, hatta mini bir yükseliş yakalıyor? Bu, gerçekten de üzerinde düşünülmesi gereken bir nokta. Muhtemelen ülkeye özgü bazı olumlu gelişmeler veya sektörel bazlı alımlar, bu direnci sağlamış olabilir. Belki de teknoloji hisselerindeki canlanma etkili oldu, kim bilir?
Ancak genel manzara şu: Küresel ekonomik büyümeye dair devam eden endişeler, ticaret gerilimlerinin tam olarak çözülememiş olması ve merkez bankalarının bir sonraki adımının ne olacağına dair kafa karışıklığı... Tüm bu faktörler, yatırımcıları ihtiyatlı olmaya itiyor. İnsan ister istemez "Acaba bu durgunluk daha ne kadar sürecek?" diye soruyor kendine.
Kısacası, Asya borsaları için bugün, bekle ve gör günü olarak geçecek gibi duruyor. Öğleden sonra açıklanacak ABD verileri, belki de tüm bu puslu havayı dağıtacak bir rüzgar estirebilir. Ya da tam tersi, fırtınayı daha da şiddetlendirebilir. Sonuçta borsa, tahmin edilemezliğin ta kendisi değil mi zaten?