
Asya borsaları bugün adeta bir rollercoaster'a binmiş gibiydi - inişli çıkışlı, bir o yana bir bu yana savruluyor. Kimi endeksler güne umutla başlarken, diğerleri derin bir temkinlilik içindeydi. İşte tam da bu karmaşanın ortasında, yatırımcıların nefesleri tutulmuş haldeydi.
Japonya'da işler fena değil aslında. Nikkei 225 endeksi, sanayi üretimindeki beklenmedik sıçramayı görünce hafiften gülümsedi diyebiliriz. %0.3'lük bir artışla 39.173 seviyelerinde dolanıyor. Şubat ayında sanayi üretiminin %0.8 artması -ki bu beklentilerin epey üzerinde- yerli yatırımcıyı biraz olsun rahatlatmış gibi görünüyor.
Çin Tarafında İşler Karışık
Fakat Çin'e geçtiğinizde, hava tamamen değişiyor. Hong Kong'un Hang Seng endeksi %1.3 gibi oldukça kayda değer bir düşüşle 18.451'de işlem görüyor. Shanghai Composite ise neredeyse yerinde sayıyor; sadece %0.06'lık cılız bir artışla 3.035 seviyesinde.
Peki neden? Aslında cevap basit: Ekonomik belirsizlik ve tüketici güvenindeki durgunluk. İnsanlar harcama yapmaktan çekiniyor, şirketler yatırım yapmakta tereddüt ediyor. Bu da borsalara doğrudan yansıyor tabii.
Güney Kore'de Kospi endeksi %0.2 yükselerek 2.748'e çıktı. Avustralya'da ise S&P/ASX 200 endeksi %0.4'lük bir düşüşle 7.890'da işlem gördü. Her ülke kendi dinamikleriyle hareket ediyor adeta.
Küresel Etkiler ve Yatırımcı Psikolojisi
Dün ABD'de açıklanan dayanıklı mal siparişlerindeki %1.4'lük düşüş, Asya piyasalarında da yankı buldu. Yatırımcılar, küresel ekonomideki olası yavaşlama sinyallerine karşı son derece tetikteler. Her veri, her açıklama, bir sonraki hamlenin hesabını yaptırıyor.
Japonya'da perakende satışların Şubat'ta %4.2 artması -evet, bu iyi bir haber- ancak yine de piyasalardaki genel ihtiyatlı havayı dağıtmaya yetmedi. Sanki herkes, bir sonraki ekonomik veriye kilitlenmiş durumda.
Çin'deki üretici fiyat endeksindeki (ÜFE) düşüş ve tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) sınırlı artış, deflasyon risklerini yeniden gündeme getirdi. Bu da şirket kârlarını ve dolayısıyla hisse senedi fiyatlarını baskılayan bir unsur olarak öne çıkıyor.
Asya borsalarının bu karışık seyri, küresel piyasalardaki belirsizlik ortamının bir yansıması aslında. Yatırımcılar, merkez bankalarının para politikaları, enflasyon trendleri ve ekonomik büyüme verileri arasında sıkışıp kalmış durumda.
Önümüzdeki günlerde açıklanacak küresel ekonomik veriler ve şirket kâr raporları, Asya borsalarının yönünü belirlemede kritik rol oynayacak. Yatırımcılar için sabır ve temkinli olmak, anahtar kelimeler gibi görünüyor.