Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yatırımcıların gözü ekranlara çevrildi ama beklenen hareketlilik bir türlü gelmedi. Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, gün ortasına kadar oldukça sıkıntılı bir görüntü çizdi—tıpkı kahvesini yudumlarken bir şeylerin ters gideceğini hisseden tecrübeli bir borsacının içine doğan o garip his gibi.
Öğle saatlerine gelindiğinde endeks, bir önceki kapanışa göre yüzde 0.26'lık bir kayıpla 9.200 seviyelerinde dolanıyordu. Kimileri bu durumu 'küçük bir düzeltme' olarak yorumlarken, benim aklıma hemen şu soru takıldı: Acaba bu, daha büyük bir dalganın habercisi mi?
Bankacılık Sektörü: Tek Umut Işığı mı?
İlginç olan şu ki, genel tablo olumsuz olsa da bankacılık endeksi yüzde 0.08'lik bir artışla 9.634 puana tırmandı. Sanki fırtınalı denizde ayakta kalmaya çalışan bir tekne gibi—herkes batarken o, mücadeleye devam etti. Belki de yatırımcılar, faizlerle ilgili beklentilerini bu sektöre yansıtıyordu, kim bilir?
Bireysel hisselere baktığımızda ise durum daha da ilginçleşiyor. İşlem gören şirketlerin neredeyse yarısı değer kaybederken, sadece 43'ü kazançla kapattı. 8 hisse senedi ise—adeta izbe bir sokakta kimsenin fark etmediği bir hazine gibi—değişmedi. Hangileri mi? Onu söylemeyeyim, biraz merak da güzeldir!
En Çok İşlem Görenler ve Kayıplar
İşlem hacmi açısından en hareketli hisseler şunlardı:
- THYAO (Türk Hava Yolları)
- GARAN (Garanti BBVA)
- SASA (Sasa Polyester)
Fakat işin acı tarafı, en çok değer kaybedenler listesinde THYAO'nun da yer almasıydı. Yüzde 2.21'lik düşüşle—güzel bir rüzgar yakalayamayan bir uçak gibi—zeminle flört etti. Onu, yüzde 1.94'lük kayıpla TÜPRAŞ ve yüzde 1.74'lük düşüşle AKBANK takip etti.
Peki ya kazananlar? Onlar da vardı elbet. ÇİMSA yüzde 2.67'lik artışla liderliği kimseye bırakmadı. Sanki kimse fark etmeden, sessizce yükselen bir yıldız gibi... Onu yüzde 2.08'lik yükselişle AKSGY ve yüzde 1.91'lik artışla SASA izledi.
Piyasa Değeri ve Gelecek Beklentileri
Borsanın piyasa değeri ise—her şeye rağmen—yaklaşık 7.5 trilyon TL seviyesinde seyretti. Bu rakam, yatırımcıların hala umudunu yitirmediğinin bir göstergesi miydi, yoksa sadece bir avuntu muydu? Bana sorarsanız, biraz ikisi de.
Dolar kurundaki dalgalanmalar, küresel ekonomideki belirsizlikler ve iç siyasetteki gelişmeler... Tüm bunlar, borsanın nabzını direkt etkiliyor. Bugünkü düşüş, belki de yarınki yükselişin temelini hazırlıyordur—borsa böyledir, bugün kaybeden yarın kazanabilir.
Sonuç olarak, günün ilk yarısı yatırımcılar için pek de iç açıcı geçmedi. Ama unutmayalım: Borsa, inişli çıkışlı bir yolculuktur. Asıl önemli olan, bu dalgaları nasıl sörf yapacağını bilmektir.
