Güne başlarken kimse böylesine sert bir borsa fırtınası beklemiyordu doğrusu. Ekranlar kıpkırmızı yandı, yatırımcıların yüzü güldüğü günler geride kalmış gibi görünüyor. BIST 100 endeksi, 14 Ekim 2025 tarihinde adeta kan kaybetti - hem de hiç de azımsanmayacak ölçüde.
Peki ne oldu da borsa bu kadar sert düştü? Aslında cevap tek değil, birkaç faktör bir araya gelince işler karıştı. İşin özü şu: küresel piyasalardaki oynaklık, yerli yatırımcının üzerine bir de açığa satış baskısı eklenince durum iyice içinden çıkılmaz hale geldi.
Açığa Satış: Borsanın Gizli Kahramanı mı, Kötü Adamı mı?
Şimdi gelelim işin teknik kısmına. Açığa satış, basitçe söylemek gerekirse, elinizde olmayan hisseleri satmak demek. Yatırımcılar, fiyatların düşeceğini düşündükleri hisseleri ödünç alıp satıyor, daha sonra düşen fiyattan geri alarak aradaki farkı cebe indiriyor. Bugünlerde bu işlemlerin borsadaki düşüşte ciddi payı var - kimilerine göre gereğinden fazla!
Borsa İstanbul'un bu konuda getirdiği 'yukarı adım kuralı' ise tam bir cankurtaran simidi gibi. Bu kural, hisse senetlerinin sadece bir önceki işlem fiyatının üzerinde veya aynı seviyede alım-satım yapılmasına izin veriyor. Yani fiyatların serbest düşüşüne bir nevi fren mekanizması diyebiliriz.
Küresel Rüzgarlar Yerli Piyasayı Nasıl Etkiliyor?
Dışarıda olup bitenler de hiç iç açıcı değil maalesef. Dolar ve eurodaki dalgalanmalar, faiz oranlarındaki belirsizlikler - tüm bunlar yatırımcıyı tedirgin ediyor. Yabancı yatırımcıların Türk borsasından çıkış yapması da cabası. Sanki bir domino taşı etkisi var; biri düşüyor, diğerleri peşinden geliyor.
Bazı analistler 'Bu düşüş geçici' derken, diğerleri daha temkinli konuşuyor. Kimi uzmanlara göre piyasaların toparlanması zaman alacak, hatta belki de yeni bir strateji belirlemenin tam sırası.
Yatırımcıya Tavsiyeler: Soğukkanlılığınızı Koruyun
Böyle dönemlerde panik yapmak en büyük düşman. Hisse senetlerini elinde tutan yatırımcılar için belki de en zor karar: satmak mı, beklemek mi? Tecrübeli yatırımcılar genellikle şunu söyler: 'Borsa asansör gibi inip çıkar, önemli olan paniğe kapılmamak.'
Kısa vadeli oynaklık yerine uzun vadeli getirilere odaklanmak belki de en akıllıcası. Unutmayın, her düşüş bir fırsatı da beraberinde getirir - tabii gözünüz açıksa!
Sonuç olarak, borsanın inişli çıkışlı yollarında ilerlerken hem teknik analizi hem de piyasa psikolojisini anlamak gerekiyor. Bugün kırmızı görmek yarın yeşil görmeyeceğiniz anlamına gelmez. Yeter ki sabırlı olun ve doğru stratejiyle hareket edin.