Dünya finans çevreleri bu hafta gözlerini İstanbul'a çevirdi desem yanlış olmaz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Dünya Borsalar Federasyonu'nun 64. Genel Kurulu'na hitaben yayınladığı o video mesaj, adeta finans dünyasında yankılanan bir manifesto niteliğindeydi.
Şimdi, şu son bir yıla bakalım. Kim derdi ki Türkiye ekonomisi bu denli toparlanma sürecine girecek? Ama öyle oldu işte. Erdoğan'ın da vurguladığı gibi, uygulanan politikalar meyvelerini vermeye başladı. Enflasyonla mücadelede somut adımlar, faiz politikalarındaki radikal değişimler... Tüm bunlar aslında büyük resmin parçaları.
İstanbul Finans Merkezi: Rüya Gerçek Oluyor
Ah, o meşhur İstanbul Finans Merkezi projesi! Yıllardır konuşulurdu ama şimdi somut adımlar atılıyor. Cumhurbaşkanı'nın da belirttiği üzere, bu merkez sadece Türkiye'nin değil, tüm bölgenin finansal kalbi olmaya aday. Düşünsenize, Asya ile Avrupa'nın kesişim noktasında dev bir finans üssü...
Peki neden önemli bu? Şöyle anlatayım: Küresel finans piyasalarında İstanbul'un adını duyurmak, yabancı yatırımcıyı cezbetmek ve tabii ki yerli sermayeyi güçlendirmek için altın bir fırsat. Erdoğan'ın da dediği gibi, "Türkiye artık finansal anlamda da söz sahibi olmak istiyor."
Yeşil Dönüşüm ve Dijitalleşme: Kaçınılmaz Trend
Konuşmada dikkat çeken bir diğer nokta ise yeşil dönüşüm ve dijitalleşme vurgusuydu. Artık dünya başka yöne evriliyor. Sürdürülebilirlik, çevre dostu yatırımlar, dijital para birimleri... Tüm bunlar kaçınılmaz gerçekler.
Türkiye'nin bu trendlere ayak uydurma çabası takdire şayan doğrusu. Borsa İstanbul'un karbon piyasası girişimleri, yeşil tahvil uygulamaları... Bunlar sadece başlangıç aslında. Daha gidecek çok yol var elbet.
Şunu söylemeden geçemeyeceğim: Erdoğan'ın konuşmasındaki o kendine güvenen ton, ekonomideki iyimser havanın adeta yansımasıydı. "Türkiye yatırım için doğru adres" mesajı, tüm dünyaya net bir şekilde iletildi.
Peki Ya Sonrası?
Bu tür uluslararası buluşmaların önemi yadsınamaz. Dünya Borsalar Federasyonu gibi kuruluşlar, küresel finansın nabzını tutuyor. Türkiye'nin burada aktif rol alması, sesini duyurması gerçekten önemli.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı'nın bu mesajı sadece bir 'hoş geldiniz' değil, aynı zamanda Türkiye'nin finansal olarak iddialı bir aktör olarak sahneye çıkışının resmiydi. Gerçekten de, önümüzdeki dönemde neler olacak merakla bekliyoruz doğrusu.
