Finans dünyası bugünlerde oldukça hareketli, siz de fark etmişsinizdir. Sanki bir gerilim filmi izliyormuşuz gibi - ticaret savaşlarının gölgesinde piyasalar adeta bir roller coaster'a binmiş durumda.
Dolar, tam bir savaş atı gibi koşuyor desem yeridir. Amerikan dolar endeksi, geçen haftaya göre %0.4'lük bir artışla 105.20 seviyelerinde geziniyor. Euro ise biraz durgun, 1.07 dolaylarında seyrediyor. Kimileri "Euro düşüşü sürer mi?" diye soruyor, kimileri de zaten avroya olan güvenini kaybetmiş durumda.
Altın Parlıyor Ama...
Altın diyorsunuz değil mi? O tam bir sığınak varlık gibi davranıyor. Belirsizlik arttıkça altın yükseliyor - 2350 dolar seviyelerinde direniyor. Fakat şunu da söylemeden geçemeyeceğim: bu yükseliş herkesi memnun etmiyor, çünkü altının aşırı değerlendiğini düşünen uzmanlar da var.
Borsalar ise... ah borsalar! İstanbul'da BIST 100 endeksi neredeyse 200 puanlık bir dalgalanma yaşadı bugün. Yatırımcılar ne yapacağını şaşırmış durumda. Kimi "Satma zamanı" diyor, kimi "Alış fırsatı" diye bağırıyor. Peki ya siz? Hangisi doğru karar olurdu?
Uzmanlar Ne Diyor?
Ekonomistlerin görüşleri de en az piyasalar kadar karışık. Bazıları "Bu dalgalanma geçici" derken, diğerleri "Daha kötüsü yakın" uyarısında bulunuyor. Bir analistin dediği gibi: "Ticaret savaşları sadece gümrük vergilerinden ibaret değil - bu bir güven savaşı aslında."
Faiz artışı beklentileri ise başlı başına bir belirsizlik kaynağı. Merkez bankalarının bir sonraki hamlesi kimseyi şaşırtmasın - çünkü zaten herkes farklı şeyler bekliyor!
Peki ne yapmalı? Bence - ki bu sadece benim kişisel görüşüm - küçük yatırımcılar için en iyi strateji panik yapmamak. Tarih gösteriyor ki, duygusal kararlar genellikle pahalıya mal oluyor. Ama tabii, herkesin risk toleransı farklı.
Son olarak şunu söyleyebilirim: piyasalar canlı bir organizma gibi - nefes alıyor, tepki veriyor ve asla tam olarak tahmin edilemiyor. Bugün düşen yarın yükselebilir, bugün yükselen yarın düşebilir. Önemli olan, sakin kafayla hareket etmek.
