
Kim derdi ki? Avrupa'nın ekonomik motoru, bu yılın ikinci periyodunda öngörüleri bir kez daha alt üst edecek. Eurostat'ın—Avrupa İstatistik Ofisi'nin—taze yayımladığı rakamlar, beklenenden daha diri bir büyümeye işaret ediyor. İşte o çarpıcı detaylar.
Evet, yanlış duymadınız. Avro Bölgesi, Nisan'dan Haziran'a uzanan zaman diliminde, bir önceki üç aya kıyasla %0.3'lük bir genişleme kaydetti. Bu, piyasa analistlerinin çoğunun kulağına fısıldadığı %0.2'lik tahmini güzelce aşan bir performans. Geçen senenin aynı dönemiyle kıyaslayınca ise durum daha da netleşiyor: %0.6'lık bir büyüme. Kimileri için sürpriz oldu bu; kimileriyse 'zaten belliydi' diye düşünüyor.
Peki, bu büyümenin arkasında ne var? Hani şu herkesin merak ettiği itici güç? İhracat, hiç şüphesiz, başrolde. Global talepteki canlanma, Avrupa mallarına olan iştahı artırdı. Ama sadece dış satım değil elbette. İçeride, tüketici harcamalarındaki ılımlı toparlanma ve—belki de en önemlisi—yatırımlardaki o gözle görülür direnç, ekonomiyi taşıyan diğer unsurlar oldu. Sanki bir yerlerden 'Tamam, devam edelim' mesajı gelmişçesine...
Peki Ya Gelecek?
Geleceğe dair soru işaretleri ise hâlâ yerli yerinde duruyor. Enflasyon canavarının tamamen dizginlendiğini söylemek için henüz çok erken. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve—tabii ki—jeopolitik gerilimler, ileriki ayların en büyük belirsizlikleri olarak görülüyor. Merkez bankalarının bir sonraki hamlesi ne olacak? Faiz artırımları devam edecek mi, yoksa bir nefes molası mı verilecek? Tüm bu sorular, ekonomistlerin kafasını meşgul etmeye devam ediyor.
Kısacası, Avro Bölgesi için ikinci çeyrek, umut verici bir sürpriz oldu. Fakat yolun geri kalanı—her zamanki gibi—tamamen belirsizliklerle dolu. Gözler, bir sonraki veri setinde.