Dünya ekonomisinin nabzının attığı o masalardan birinde, tam da beklenmedik bir anda tarihi bir hamle yapıldı. Körfez'in o ışıltılı başkentlerinden birinde, Türkiye adeta ticaret diplomasisinden kıl payı bir zaferle ayrıldı diyebiliriz.
Aslında olan biteni anlatmak gerekirse -ki bence bu gerçekten önemli- tam 15 milyar dolarlık bir ekonomik iş birliği paketinden söz ediyoruz. Bu rakam, öyle gelip geçici bir hedef değil; iki tarafın da gözünü kırpmadan üzerinde anlaştığı somut bir vizyon.
Ekonomide Yeni Bir Sayfa
Şimdi, işin teknik detaylarına girelim biraz. Zirvede imzalanan anlaşmalar öylesine kapsamlı ki, adeta ekonomik bir devrim niteliğinde. İnanın abartmıyorum - enerjiden finansa, turizmden teknolojiye kadar uzanan geniş bir yelpaze bu.
Peki neden bu kadar önemli? Çünkü Körfez ülkeleriyle ticaret hacmimiz son yıllarda zaten istikrarlı bir şekilde artıyordu ama bu anlaşmalar işte o 'istikrarı' 'patlamaya' dönüştürecek türden.
- Enerji iş birliğinde dev adımlar atıldı
- Yatırım fonları için yeşil ışık yakıldı
- Gümrük kolaylıkları masaya yatırıldı
- Teknoloji transferi konusunda mutabakata varıldı
Yani özetle - ve bunu vurgulamak istiyorum - sıradan bir ticaret anlaşması değil, stratejik bir ortaklığın temelleri atılıyor.
Peki Ya Sonraki Adımlar?
Anlaşmalar imzalandı, peki şimdi ne olacak? İşte asıl kritik nokta burası bence. Kağıt üzerinde kalmayacak, somut projelere dönüşecek bu iş birlikleri. Zaten tarafların bu konudaki kararlılığı yüzlerinden okunuyordu desem yalan olmaz.
Önümüzdeki dönemde -inanın bana- ekonomik verilerde bu anlaşmaların etkisini göreceğiz. Belki de körfez sermayesi Türkiye'de daha fazla yatırım arayışına girecek. Kim bilir?
Son düşüncem şu: Bu tür anlaşmalar sadece rakamlardan ibaret değil. İnsanların hayatına dokunacak, istihdam yaratacak, ekonomiyi canlandıracak adımlar. Ve galiba en güzeli de bu.
