Tam da ekonomide yeni rüzgarların estiği bir dönemde, Ticaret Bakanlığı'ndan çıtayı oldukça yükselten bir hamse geldi. Körfez bölgesine yapılan kritik ziyaret, adeta ticari anlamda fırtına öncesi sessizliği andırıyordu - ama ardından gelen sonuçlar herkesi şaşırttı.
Bakanlık yetkililerinin Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt'te gerçekleştirdiği temaslar, kağıt üzerinde kalmayan somut anlaşmalarla taçlandı. Dört ülkeyle imzalanan mutabakatlar ve işbirliği protokolleri, Türkiye'nin bölgedeki ekonomik etkisini katlayacak nitelikte.
Rakamlar Konuşuyor: Hedef 15 Milyar Dolar
Aslında bu ziyaretin arka planında çok daha derin stratejiler yatıyor. Bakanlık kaynakları, önümüzdeki dönemde Körfez ülkeleriyle ticaret hacmini 15 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Bu rakam, şu anki seviyelerin oldukça üzerinde - neredeyse ikiye katlanması anlamına geliyor.
Peki nasıl başaracaklar? İşin sırrı, karşılıklı yatırımları artırmak ve ticaretin önündeki engelleri kaldırmakta yatıyor. Zaten görüşmelerde tam da bu konular masaya yatırıldı.
Dörtlü Koalisyon: Hangi Ülke Ne Getirecek?
- Suudi Arabistan: Enerji yatırımlarından savunma sanayine, inşaattan turizme kadar geniş bir yelpazede işbirliği fırsatları değerlendirildi. Suudilerin Türk şirketlerine olan ilgisi her geçen gün artıyor.
- Katar: Zaten yıllardır sıkı müttefikimiz olan Katar'la ilişkiler daha da derinleşiyor. Finans, inşaat ve gıda sektörlerinde yeni anlaşmalar kapıda.
- BAE: Son dönemde ilişkilerin normalleşmesiyle birlikte, Birleşik Arap Emirlikleri adeta keşfedilmemiş bir hazine gibi. Teknoloji ve yenilenebilir enerji başta olmak üzere onlarca sektörde işbirliği potansiyeli mevcut.
- Kuveyt: Belki de en az konuşulan ama en istikrarlı partnerimiz. Kuveyt'le finans ve bankacılık alanında yapılacak işbirlikleri, ticaret hacmimize ciddi katkı sağlayacak.
Aslında bu dört ülkeyle ilişkilerimiz son bir yıldır zaten pozitif bir seyir izliyordu. Ama bu son ziyaret, işleri resmen hızlandıracak gibi görünüyor.
Peki Ya Somut Adımlar?
Bakanlık yetkilileri, "Biz sadece imza atmak için gitmedik" diyor. Gerçekten de öyle - her bir anlaşmanın arkasında somut projeler ve takvimler var. Mesela:
- Ortak yatırım fonları kurulacak
- Gümrük prosedürleri basitleştirilecek
- Karşılıklı ticaret heyetleri düzenli olarak bir araya gelecek
- Sektörel işbirliği platformları oluşturulacak
Yani kağıt üzerinde kalan, havada kalan anlaşmalar değil bunlar. Her birinin arkasında ciddi bir takip mekanizması da kurulmuş durumda.
Ekonomi çevreleri bu hamleyi oldukça olumlu karşılıyor. Kimi uzmanlar, "Nihayet Körfez'le ticarette potansiyelimizin farkına vardık" yorumunu yaparken, kimi de "15 milyar dolar iddialı ama imkansız değil" diye ekliyor.
Şahsen ben de katılıyorum - eğer doğru adımlar atılırsa, bu hedef gerçekçi görünüyor. Zaten son dönemde Körfez ülkelerinin Türkiye'ye olan ilgisi de bunu gösteriyor. Yatırımcılar Türk pazarına adeta akın ediyor.
Velhasıl, Ticaret Bakanlığı'nın bu hamlesi sadece bir ziyaretten ibaret değil. Türkiye'nin bölgedeki ekonomik varlığını güçlendirecek stratejik bir adım. Önümüzdeki aylarda bu anlaşmaların meyvelerini toplamaya başlayacağız - en azından öyle umuyoruz.