Bam! Türkiye'nin makine sektörü, bu yılın ilk yarısında adeta roket gibi fırladı. 13.7 milyar dolar—evet, yanlış duymadınız—bu rakam geçen senenin aynı dönemine göre %5.5'lik bir sıçramaya işaret ediyor. Peki bu artışın altında yatan dinamikler neler?
Haziran ayı tek başına bakıldığında, 2.4 milyar dolarlık ihracatla bir rekor daha kırıldı. Sanki makine üreticileri, yaz sıcaklarına rağmen durmak bilmeyen bir enerjiyle çalışmış gibi. Almanya, ABD ve Irak—bu üçlü, Türk makinelerine en çok talep gösteren ülkeler olarak öne çıkıyor.
Hangi Ürünler Öne Çıktı?
İşin ilginç yanı, ihracat pastasında en büyük dilimi motorlu kara taşıtları için üretilen makineler aldı. Yani otomotiv yan sanayi, bu başarı hikayesinin gizli kahramanı diyebiliriz. Ardından endüstriyel makineler ve tarım ekipmanları geliyor—Türkiye'nin tarım arazileriyle gurur duyduğunu unutmayalım!
Bir de şu var: İhracatçılar, döviz kurundaki dalgalanmalara rağmen ayakta kalmayı başardı. Hatta bazıları, "Biz bu işi çözdük" havasında. Tabii ki her şey toz pembe değil—arz zincirindeki aksaklıklar ve enerji maliyetleri hala kara bulutlar gibi dolaşıyor ortalıkta.
Gelecek Yarıya Dair Beklentiler
Uzmanlar (ve sahada çalışanlar), ikinci yarıda da büyümenin süreceği konusunda iyimser. Özellikle Asya ve Afrika pazarlarında yeni fırsatların kapıyı çalması bekleniyor. Bir de şu var: Eğer Ar-Ge yatırımları artarsa, katma değerli ürünlerle bu rakamlar daha da şişebilir.
Kısacası, Türk makine sektörü—tıpkı bozkırda açan bir çiçek gibi—zor koşullara rağmen büyümeye devam ediyor. Bakalım yıl sonunda bu grafiğin neresinde olacağız?
