Rusya'dan gelen bu haber, Türk tarım sektöründe adeta soğuk duş etkisi yarattı. Evet, yanlış duymadınız - ayçiçek yağı ihracatımızın önüne dev bir gümrük duvarı örülüyor.
Moskova yönetimi, Türkiye menşeli ayçiçek yağı için %15 oranında gümrük vergisi uygulama kararı aldı. Bu oran, hiç de küçümsenecek bir rakam değil, üstelik söz konusu kararın 1 Temmuz itibarıyla yürürlüğe girecek olması işin aciliyetini daha da artırıyor.
Peki Neden Şimdi?
Aslında bu kararın arka planında Rusya'nın kendi iç piyasasını koruma kaygısı yatıyor. Yerli üreticilerini desteklemek isteyen Kremlin, ithal ayçiçek yağını daha pahalı hale getirerek vatandaşlarının yerli ürünlere yönelmesini sağlamaya çalışıyor. Tabii bu hamle, Türk ihracatçılarını oldukça zor durumda bırakacak gibi görünüyor.
Rusya ile aramızdaki ticari ilişkiler son dönemde oldukça hareketliydi zaten. İki ülke arasındaki ticaret hacmi geçen yıl 65 milyar dolar seviyesine ulaşmıştı ki, bu gerçekten dikkat çekici bir rakamdı. Fakat ayçiçek yağı konusunda yaşanan bu gelişme, her şeyin toz pembe olmadığını gözler önüne seriyor.
Türk Üreticileri Ne Yapacak?
Bu sorunun cevabını bulmak hiç de kolay değil. %15'lik ek maliyet, Rus pazarındaki rekabet gücümüzü ciddi şekilde zayıflatacak. Üstelik Rusya, Türk ayçiçek yağının en önemli alıcılarından biri konumunda - yani kaybedecek çok şeyimiz var.
Alternatif pazarlara yönelmek mi? Belki... Ancak bu kadar kısa sürede yeni pazarlar bulmak sandığımızdan daha zor olabilir. Hele ki küresel ekonomideki belirsizlikler düşünüldüğünde, işimiz hiç de kolay değil.
Bir diğer seçenek de maliyetleri düşürerek bu vergi yükünü absorbe etmeye çalışmak. Ama bunun da ne kadar mümkün olduğu tartışılır - zira üretim maliyetleri zaten tavan yapmış durumda.
Diplomasi Devreye Girebilir mi?
Bazı uzmanlar, bu sorunun çözümü için diplomatik kanalların devreye girebileceğini düşünüyor. Nitekim iki ülke arasındaki ilişkiler son yıllarda oldukça yoğun bir şekilde yürütülüyor. Fakat Rusya'nın bu kararı alırken kendi iç dinamiklerini ön planda tuttuğu açık - yani geri adım atmalarını beklemek pek gerçekçi olmayabilir.
Aslında bu durum, Türk tarım sektörü için bir uyanma çağrısı niteliğinde. Tek bir pazara bağımlı kalmak ne kadar doğru? Çeşitlendirme yapmak, farklı ülkelere açılmak belki de artık bir tercih değil, zorunluluk haline geliyor.
Sonuç olarak, Rusya'nın bu beklenmedik hamlesi, Türk ayçiçek yağı sektörü için ciddi bir sınav anlamına geliyor. Üreticilerimizin bu zorlu dönemi atlatabilmek için yaratıcı çözümlere ihtiyacı var - ve belki de bu kriz, uzun vadede sektörümüzün güçlenmesine vesile olacaktır. Kim bilir?