Türkiye'de Üniversiteli İstihdamında Rekor: Çalışan Sayısı 10 Milyon Sınırını Aştı!
Üniversiteli Çalışan Sayısı 10 Milyonu Aştı!

Eyvah, diyecek miydik? Tam tersi! Türkiye'nin işgücü piyasasında adeta sessiz bir devrim yaşanıyor. TÜİK'in açıkladığı son rakamlar, gözleri fal taşı gibi açtıracak cinsten. Nisan ayı itibarıyla, yükseköğretim mezunu olup da bir işte çalışanların sayısı –evet, yanlış duymadınız– 10 milyon 43 bin kişiye ulaşmış durumda. Bu, tarihimizde bir ilk!

Bir düşünün: 10 milyon insan... Neredeyse bazı ülkelerin toplam nüfusundan daha fazla. Bu rakam, sadece bir istatistik değil, aynı zamanda ekonominin çehresinin nasıl değiştiğinin de en net göstergesi. Geçen senenin aynı dönemine kıyasla neredeyse 700 bin kişilik bir artıştan bahsediyoruz. Bu, hiç de azımsanacak bir şey değil.

Peki, Bu Artışın Arkasında Ne Yatıyor?

Aslında her şey birbiriyle bağlantılı. Son yıllarda üniversite sayısındaki patlama ve mezun verme oranlarındaki artış, doğal olarak işgücüne katılan eğitimli bireylerin sayısını da tırmandırdı. Ama asıl mesele şu: İşveren tarafında da bu nitelikli insan gücüne olan talep hiç azalmıyor, hatta artıyor. Teknoloji, finans, hizmet sektörleri... Hepsi daha donanımlı, daha analitik düşünebilen elemanların peşinde.

Tabii bu güzel haberlerin yanında, hâlâ çözülmesi gereken bir bilmece var: Genel işsizlik oranı. O, maalesef hâlâ %8.5'ler seviyesinde seyrediyor. Demek ki, diplomalı işsizlik sorununu tamamen çözebilmiş değiliz. Ancak şu da bir gerçek: Üniversite mezunlarının işsizlik oranı, genel ortalamadan ciddi anlamda daha düşük. Yani o diploma, hâlâ iş bulma konusunda en güçlü kozlardan biri olmaya devam ediyor.

Hangi Sektörler Öne Çıkıyor?

Bu 10 milyonluk dev ordunun nerede çalıştığı da merak konusu. Beklentilerin aksine, artık sadece geleneksel 'beyaz yaka' işler değil gözde olan. Teknoloji üssü Kocaeli'nden dijital pazarlama ajanslarına, İstanbul'daki fintech şirketlerinden Ankara'daki savunma sanayii Ar-Ge merkezlerine kadar, üniversite mezunları için yepyeni ve heyecan verici kapılar aralanıyor. Özellikle mühendislik, yazılım, veri analizi ve dijital içerik üretimi gibi alanlar, en çok talep gören meslek dalları olarak öne çıkıyor.

Sonuç olarak, bu 10 milyon rakamı sadece bir başlangıç gibi görünüyor. Türkiye'nin demografik yapısı ve eğilimleri göz önüne alındığında, önümüzdeki yıllarda bu sayının daha da yukarılara tırmanması bekleniyor. Ekonomi yönetimi için asıl sınav, bu nitelikli işgücünü doğru kanallara yönlendirip, onların potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkaracak yatırım ortamını yaratmakta gizli.