Gel de şu kira pazarlıklarının o stresini anlat! Malum, yaz ayları geliyor ve binlerce kiracıyla ev sahibi arasında o meşhur 'zam' konuşmaları başlamak üzere. Neyse ki, kanun koyucular bu konuda net bir çizgi çizmiş durumda.
Biliyorsunuz değil mi, kira artışlarında TÜİK'in açıkladığı 12 aylık enflasyon oranı esas alınıyor. İşte o kritik oran sonunda netleşti. Ev sahipleri, eğer kiracılarıyla anlaşamazlarsa, kiralara en fazla yüzde 50.33 oranında zam yapabilecekler. Bu oran, geçen yılki yüzde 61.53'lük tavanın bir hayli altında kalıyor.
Peki Bu Ne Anlama Geliyor?
Şöyle düşünün: 5.000 lira kira ödeyen bir kiracı, en kötü ihtimalle kirayı 7.500 liraya çıkartmak zorunda kalabilir. Tabii bu, ev sahibinin bu oranda zam yapmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. İki taraf daha düşük bir oranda anlaşabilir - ki genelde öyle de oluyor zaten.
Aslında bu tavan oranı, adeta bir 'kırmızı çizgi' işlevi görüyor. Taraflar pazarlık masasına oturduğunda, 'en fazla bu kadar olur' diye somut bir referansları var. Yoksa kimse havanda su dövüp durmuyor.
Gelelim Can Alıcı Soruya: Bu Zam Yeterli Mi?
Bakın, işin iç yüzü şu: Ev sahipleri açısından bakarsanız, enflasyonun üzerinde bir artış söz konusu değil. Yani gayrimenkul yatırımcıları için pek de iç açıcı bir tablo yok ortada. Öte yandan kiracılar için -en azından teoride- nefes alacakları bir alan var.
Ama şunu da unutmayalım: Gayrimenkul piyasası matematikten ibaret değil. Arz-talep dengesi, semtin popülerliği, konutun durumu... Tüm bu faktörler kira belirlemede en az enflasyon kadar etkili olabiliyor.
Son bir not daha: Bu tavan oranı sadece eski kiracılar için geçerli. Yeni kiralanan dairelerde serbest piyasa koşulları geçerli - orada sınır yok yani.
Velhasıl, kira pazarlığı yapacaklar için yeni dönem kuralları belli oldu. Gerisi tarafların uzlaşmasına kalmış!