Gün geçmiyor ki konut piyasasında yeni bir gelişme yaşanmasın. TOKİ'nin sosyal konut projesi hakkında konuşan Gayrimenkul ve Emlak Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Dr. Can Fuat Güllü, oldukça çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Aslında durum hiç de iç açıcı görünmüyor. Güllü'nün dediğine göre, sosyal konutlar için belirlenen fiyatlar gerçekçi değil. "Yani" diyor adam, "maliyetlerle satış fiyatları bir türlü örtüşmüyor." Haklı mı? Bence son derece haklı.
Gelir Sınırı Yetersiz Mi Kalıyor?
İşin en can alıcı noktası şu: Gelir sınırı. GYODER Başkanı'nın ifadesiyle, "Sosyal konutlara başvurabilmek için belirlenen gelir sınırı, maalesef günümüz ekonomik koşullarında yetersiz kalıyor." Yani neymiş? İnsanlar asgari ücretle çalışıyor ama gelir sınırı o kadar düşük ki başvuru yapamıyorlar. Garip değil mi?
Düşünsenize, bir yanda konut sahibi olma hayali, diğer yanda katı kurallar. İnsanların içinde bulunduğu bu ikilem gerçekten üzücü.
Peki Çözüm Ne Olabilir?
Güllü, çözüm önerilerini sıralarken oldukça net konuşuyor. Öncelikle gelir sınırlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca konut finansmanı modellerinin çeşitlendirilmesi de şart görünüyor.
- Gelir sınırlarının güncellenmesi
- Finansman seçeneklerinin artırılması
- Maliyetlerin düşürülmesi için yeni modeller
- Kredi koşullarının iyileştirilmesi
Bana kalırsa bu önerilerin hepsi yerinde. Zaten GYODER olarak kentsel dönüşüm projelerinde de benzer sıkıntılar yaşandığını belirtmişler. Yani sorun sadece sosyal konutlarla sınırlı değil.
Gelecek İçin Umut Var Mı?
Güllü'nün söylediklerine bakılırsa, aslında çözüm mümkün. Yeter ki doğru adımlar atılsın. "Sosyal konut projelerinin amacına ulaşabilmesi için" diye ekliyor, "mevcut sistemin gözden geçirilmesi şart."
Peki ya sizce? Bu konuda neler yapılabilir? Belki de en önemlisi, insanların gerçek ihtiyaçlarını anlamak ve buna göre politikalar geliştirmek.
Sonuç olarak, konut sorunu Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri olmaya devam ediyor. Umarım yetkililer bu uyarıları dikkate alır ve daha adil bir sistem oluşturulur. Çünkü herkesin güvenli bir yuvaya hakkı var, değil mi?