Kripto Dolandırıcısının Kurbanı Toprağa Verildi: Acılı Aileye Taziyeler Yağıyor
Kripto Dolandırıcısı Kurbanı Toprağa Verildi

İzmir'in acımasız güneşi altında, bir annenin feryadı sessizliği paramparça etti. Oğlu, sadece 27 yaşında - hayallerinin tam ortasında - bir dolandırıcının sözlerine kanıp elindeki her şeyi kaybetmişti. Ve bugün, o sözlerle birlikte toprağa verildi.

Mezar başında titreyen eller, gözyaşlarıyla ıslanmış mendiller... Hiçbiri geri getiremezdi artık onu. Hüseyin Yiğit ismi, ailenin zihnine kazınmış bir nefret sembolüne dönüştü. Nasıl dönüşmesin ki? Birkaç güzel vaatle alınan hayatlar, arkasında sadece enkaz bırakıyor.

Bir Ailenin Yıkılışı ve Sessiz Çığlık

Anne, belki de en acısını yaşıyor. "O benim her şeyimdi" diyor, kelimeler boğazında düğümlenirken. Babaysa öfkesiz bir hüzün kaplamış - çaresizliğin en ağır hali. Mahkeme süreçleri, soruşturmalar... Hepsi bir yana, geriye kalan sadece bir mezar taşı ve bitmek bilmeyen sorular.

Komşular, arkadaşlar, tanıdık tanımadık yüzler... Hepsi aynı acıyı paylaşmak için oradalar. Kimi "Allah rahmet eylesin" diyor, kimi sadece omuz silkiyor. İnsan, böyle anlarda ne kadar çaresiz kalıyor değil mi?

Adalet Nerede?

Peki ya sonrası? Hüseyin Yiğit hâlâ serbest dolaşıyor - belki de yeni kurbanlar peşinde. Ailenin avukatı, "Adalet tecelli edecek" diyor ama bu acıyı dindirmeye yetecek mi? Yetmeyecek. Hiçbir ceza, bir annenin evladının toprağa düşüşünü izlemesinden daha ağır olamaz zaten.

Belki de asıl sorulması gereken: Nasıl oluyor da bu dolandırıcılar, bu kadar rahat hareket edebiliyor? Sistem neden hâlâ onları koruyor? Sorular uzayıp gidiyor... Cevapsız.

Genç adamın cenazesi, artık sadece bir anı. Ama arkasında bıraktığı öfke, adalet arayışı ve bitmeyen acı - hepsi orada, o sıcak toprakta, bir tohum gibi bekliyor. Belki bir gün filizlenir. Belki.