Esnafın Çığlığı: Borçlarımız Ertelensin Yoksa Batacağız!
Sindirgi Esnafı Borç Erteleme Talebinde Bulundu

Balıkesir'in Sindirgi ilçesinde, esnaf adeta bir varoluş mücadelesi veriyor. Sanki her gün biraz daha derine batıyorlar - ve artık dayanacak güçleri kalmadı.

Dükkan sahipleri, sanatkarlar, lokanta işletmecileri... Hepsinin ortak bir mesajı var: "Ya borçlarımız ertelenecek ya da kepenkleri indireceğiz." Bu bir ültimatom değil, içinde bulundukları çaresizliğin acı bir ifadesi.

Ekonomik Fırtına Küçük Esnafı Vurdu

Enflasyon, döviz kurları, artan enerji maliyetleri - tüm bu faktörler bir araya gelince Sindirgi'deki küçük işletmeler için hayat dayanılmaz hale gelmiş. "Maliyetler o kadar arttı ki," diyor bir berber dükkanı sahibi, "artık müşteri traşı yapmak bile zarar ettiriyor." Gerçekten de öyle mi? Maalesef evet.

İşin ilginci, bu durum sadece bir sektörle sınırlı değil. Bakkaldan kasaba, manifaturacıdan kahvehaneye kadar herkes aynı dertten mustarip. Sanki görünmez bir el, yavaş yavaş nefeslerini kesiyor.

Bankalar Kapıda, Müşteriler Uzakta

Esnafın en büyük derdi, bir yandan bankalara olan borçlarını öderken diğer yandan işyerlerini ayakta tutmaya çalışmak. "Her ayın başında," anlatıyor bir market işletmecisi, "bankaları arayıp 'biraz daha zaman verin' diye yalvarmaktan yoruldum. Artık utancımız kalmadı."

Peki müşteriler? Onlar da kendi ekonomik sıkıntılarıyla boğuştuğundan, alışveriş yapmak yerine temel ihtiyaçlarına yöneliyorlar. Bu da esnafın cirosunu yerle bir etmiş durumda.

Çözüm İçin Son Çare: Borç Erteleme

Sindirgi Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı, durumu şöyle özetliyor: "Bizim için artık kırmızı alarm verildi. Acil önlem alınmazsa, ilçemizde onlarca işletme kepenk indirecek."

Talep ettikleri şey aslında çok basit: En az 6 aylık bir borç ertelemesi. Bu süre içinde sadece faiz ödeyip anaparayı sonraya bırakmak istiyorlar. "Nefes alacak zaman lazım," diye ekliyor başkan, "yoksa boğulacağız."

Belediye başkanı da esnafın yanında. "Sindirgi'nin ekonomik can damarı esnafımızdır," diyor ve ekliyor: "Onları kaybedersek, ilçemizin sosyal dokusu da zarar görür." Haklı değil mi? Kesinlikle.

Peki Ya Çözüm Gelmezse?

Durum gerçekten vahim. Bir terzinin söyledikleri kulaklarda yankılanıyor: "Babamdan kalma bu dükkanı ben kapatmak istemiyorum. Ama ne yapacağımı da bilmiyorum."

Esnaf, sadece kendi gelecekleri için değil, çalışanları ve aileleri için de endişeli. Her kapanan işletme, onlarca insanın hayatını etkileyecek. Bu sadece ekonomik bir kayıp değil, toplumsal bir yara.

Sonuç olarak, Sindirgi'deki esnafın çığlığı aslında Türkiye'nin dört bir yanındaki küçük işletmelerin sesi. Onlar sadece hayatta kalmaya çalışıyor - ve belki de hepimizin onlara kulak vermesi gerekiyor.