İnekler sağılırken, ekonomi masasındaki tartışmalar da hararetleniyor. Rekabet Kurumu, adeta bir dedektif titizliğiyle süt sektörünün kılcal damarlarına kadar indi. Ve bulduğu şey, herkesi şaşırtacak cinsten değil aslında - bildiğimiz, şikayet ettiğimiz ama bir türlü çözüm bulamadığımız o eski dert: Fiyat belirleme ve süt-yem uygulamaları.
Kim demiş süt sakin bir sektör diye? Görünüşe aldanmayın. Perde arkasında öyle hareketler dönüyor ki, çiftçi ile tüketici arasındaki mesafe gittikçe açılıyor. Sanki birileri, bu iki tarafın birbirine asla kavuşmaması için elinden geleni yapıyor.
Piyasa Oyunları ve Gerçekler
Rekabet Kurulu'nun gündeminde ne var biliyor musunuz? Öyle sıradan bir toplantı değil bu. Tam anlamıyla sektörün röntgeni çekiliyor. Üreticiler, toptancılar, marketler... Hepsinin fişi çekilmiş durumda. Fiyatların nasıl belirlendiği, kimin ne kadar kazandığı, en önemlisi de süt-yem paritesinin neden bir türlü düzelmediği soruları havada uçuşuyor.
İşin ilginci, herkes kendince haklı. Çiftçi "Ben zarardayım!" diye haykırırken, market raflarındaki fiyat etiketleri tüketiciyi şaşkına çeviriyor. Peki, bu fark nerede kayboluyor? İşte kurul tam da bu sorunun peşinde.
Süt-Yem İlişkisi: Görünmez Bağ
Süt-yem uygulaması denen şey, aslında çiftçinin hayatta kalma mücadelesinin ta kendisi. Yem fiyatları tavan yaparken, süt fiyatları yerlerde sürünüyor. Bu matematik hiç tutmuyor, tutması da mümkün değil. Çiftçi borç batağında, tüketici ise her geçen gün daha fazla ödemek zorunda.
Düşünsenize, inek besliyorsunuz ama yemin kilosu ile sattığınız sütün litresi neredeyse aynı fiyata geliyor. Bu nasıl bir denklem? Rekabet Kurulu'nun bu konuda alacağı tedbirler, sektörün kaderini belirleyecek cinsten.
Tüketici Ne Durumda?
Market reyonlarına baktığımızda ise durum daha da vahim. Süt artık lüks tüketim haline gelmek üzere. Ucuz markalar bile cep yakıyor. Peki bu fiyat artışları haklı mı? Yoksa aracılar mı fazla kazanıyor?
Rekabet Kurulu'nun incelemeleri tam da bu noktada kritik önem taşıyor. Eğer fiyat belirleme anlaşmaları tespit edilirse, piyasada ciddi bir sarsıntı yaşanabilir. Belki de tüketici için yeni bir dönem başlayabilir.
Sonuç olarak, süt sektöründe fırtına öncesi sessizlik hakim. Herkes Rekabet Kurulu'nun kararını bekliyor. Çiftçi, market, tüketici... Hepsi aynı sorunun cevabını arıyor: Bu işin içinden nasıl çıkacağız?
Bir de şu var tabii - acaba bu incelemeler gerçekten sonuç getirecek mi, yoksa dosyalar raflarda mı tozlanacak? Zaman gösterecek...