Tam da bu sıralar, herkesin dilinde aynı soru: Market raflarındaki fiyat etiketleri nereye gidiyor? İşte tam da böyle bir dönemde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, adeta bomba etkisi yaratacak açıklamalarla gündeme damgasını vurdu.
Bakan Yumaklı'nın üzerine basa basa altını çizdiği o çarpıcı mesaj şuydu: "Gıdaya erişim -evet, yanlış duymadınız- ayrıcalık değil, en temel insan hakkıdır." Bu sözler, özellikle son dönemde artan gıda fiyatlarından mustarip vatandaşlar için adeta bir umut ışığı oldu.
Küresel Kriz ve Yerel Çözümler
Dünya genelinde yaşanan o meşhur gıda krizi -ki kimse bunun Türkiye'yi etkilemeyeceğini söyleyemez- aslında ne kadar hassas bir dengede olduğumuzu gözler önüne seriyor. Yumaklı, tam da bu noktada devreye girerek hükümetin attığı adımları anlattı. "Biz," diyor Bakan, "sadece bugünü değil, yarını da düşünmek zorundayız."
Peki nedir bu adımlar? İşte size birkaç örnek:
- Tarımsal üretimin desteklenmesi için yeni teşvik paketleri
- Çiftçinin sırtındaki yükün hafifletilmesi
- Gıda israfıyla mücadele için kapsamlı plan
- Yerli tohumun desteklenmesi
Bakan'ın dediği gibi, "Bu iş sadece fiyat kontrolüyle çözülecek kadar basit değil." Asıl mesele, uzun vadeli ve sürdürülebilir politikalar.
Vatandaş Ne Diyor?
Sokaktaki insanın feryadı ise oldukça net: "Artık alışveriş yapmak için hesap makinesi taşımak zorunda kalıyoruz." Bu şikayetler, Bakanlığın ofisine kadar ulaşmış görünüyor. Yumaklı, "Vatandaşımızın endişelerinin farkındayız" diyor ve ekliyor: "Ancak şunu unutmayalım, dünyada bu sıkıntıyı çekmeyen ülke yok gibi."
Aslında mesele sadece ekonomik değil. Biraz daha derinlere inersek -ki Bakan da bunu yapıyor- gıdaya erişim meselesi bir insanlık onuru meselesi. Kimse, "Acaba bugün ne yiyeceğim?" diye düşünmek zorunda kalmamalı.
Sonuç olarak, Bakan Yumaklı'nın açıklamaları bir nebze olsun umut verici. Ancak -biliyorsunuz- sözlerden ziyade eylemler konuşur. Bakalım önümüzdeki günlerde bu sözler hangi somut adımlara dönüşecek?