Gittikçe derinleşen kuraklık ve alıp başını giden yem fiyatları, Türkiye'nin birçok bölgesindeki besicileri adeta çıkmaza soktu. Durum o kadar vahim ki, hayvanlarını doyurabilmek için çiftçiler geleneksel yöntemlerin dışına çıkmak zorunda kalıyor.
Kimileri için bu, hayvanlarına ekmek ve hatta makarna vermek anlamına geliyor. Evet, yanlış duymadınız! Masrafları kısmak adına bazı çiftçiler, alternatif olarak buğday unundan yapılan ürünlere yöneliyor. Ancak bu geçici çözüm, hem hayvan sağlığı hem de çiftçinin cebi için uzun vadede sürdürülebilir değil.
Maliyetler Tavan Yaptı: Saman Balyasına Rekor Zam!
Rakamlar konuşuyor: Son bir yılda saman balyasının fiyatı neredeyse iki katına çıktı. Yonca ve mısır silajı gibi temel yem ürünlerinde de benzer bir artış var. Çiftçiler, "Hayvanları beslemek için her gün dolar bozduruyoruz" diye yakınıyor. İşin içinden çıkılmaz bir hal alan bu durum, hayvancılık sektörünün geleceğini de tehdit ediyor.
Peki, devlet desteği yeterli mi? Gelen açıklamalara göre, yetkililer sorunun farkında ancak çiftçiler uygulanan politikaların pratikte yetersiz kaldığını düşünüyor. "Destekler masaya konduğunda, bizim hayvanlarımız açlıktan ölmüş olacak" diyen bir besici, yaşadıkları hayal kırıklığını özetliyor.
Çözüm Önerileri ve Gelecek Kaygısı
Uzun vadeli çözümler üzerine kafa yoranlar da yok değil. Bazıları su tasarrufu sağlayan ve kuraklığa dayanıklı yem bitkilerinin ekimini öneriyor. Diğerleri ise hayvancılık işletmelerine verilen desteklerin acilen artırılması gerektiğinin altını çiziyor.
Ancak şu an itibarıyla gerçek şu: Bir sonraki mevsim yağış getirmezse, durum daha da kötüleşebilir. Çiftçiler, her damla suyun ve her yaprak yemin kıymetini bir kez daha anlamış durumda. Umut, hem gökyüzünde hem de doğru tarım politikalarında gizli.
