Tam tamına 2.7 milyon çiftçi! Bu sayı sadece bir istatistik değil, Türkiye'nin tarım alanındaki canlılığının en somut göstergesi adeta. TÜİK'in düzenlediği Genel Tarım Sayımı'na çiftçilerimiz adeta akın etti desem yeridir.
Geçen yıl ekim ayında başlayan ve bu yılın şubatına kadar süren çalışma, tarım sektörünün fotoğrafını çekmek için kolları sıvadı. Ve görünen o ki, çiftçilerimiz de bu önemli çalışmaya kayıtsız kalmadı.
Sayım Neden Bu Kadar Önemli?
Aslında bu sayım, tarım politikalarının bel kemiğini oluşturuyor. Hangi bölgede ne yetişiyor, kaç dönüm arazi var, hayvancılıkta durum ne - tüm bu soruların cevabı bu çalışmada saklı. Devlet, bu veriler ışığında tarıma yön verecek adımları atacak.
İşin ilginç yanı, bu sayım sadece kağıt üzerinde kalmadı. Anketörler sahaya indi, çiftçilerle birebir görüştü. Kimi tarlasında, kimi ahırında anket sorularını yanıtladı. Bu kadar yoğun katılım bekleniyor muydu? Sanırım hayır.
Çiftçi Kayıt Sistemi'ndeki Artış Dikkat Çekici
Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı çiftçi sayısı 2.1 milyon civarındayken, sayıma katılan çiftçi sayısının 2.7 milyon olması oldukça manidar. Demek ki kayıt dışı kalan, sisteme girmemiş birçok çiftçimiz varmış.
Bu durum aslında tarım sektörünün ne kadar dinamik olduğunu gösteriyor. Kayıt altına alınmamış olsa da üretmeye devam eden, emek veren milyonlarca insan var ülkemizde.
Peki Bu Veriler Ne İşe Yarayacak?
Şöyle düşünün: Hangi ile ne kadar destek verileceği, hangi ürünlerde fazlalık veya eksiklik olduğu, genç çiftçilerin durumu... Tüm bu soruların cevabı bu sayımda. Tarım Bakanlığı'nın önümüzdeki yıllardaki politikaları bu veriler üzerine inşa edilecek.
Hayvancılıkla uğraşanların oranı, organik tarım yapanların sayısı, kadın çiftçilerin sektördeki yeri - bunların hepsi şimdi daha net görülecek.
Kısacası, 2.7 milyon çiftçinin katılımı sadece bir sayı değil, tarımın geleceğine ışık tutan bir fener oldu. Üreticiden kopuk politikalardan artık kurtulma zamanı geldi de geçiyor bile.