İnanması güç ama gerçek: TARSIM adeta çiftçilerin kurtarıcı meleği gibi çalışıyor bu sezon. Tamı tamına 27 milyar lira - evet, yanlış duymadınız - çiftçilerin cebine aktarıldı bu yıl. Doğanın acımasız yüzüyle karşılaşan üreticiler için bu ödemeler gerçek bir can simidi oldu adeta.
Peki bu devasa rakama nasıl ulaşıldı? Aslında durum şu: Tarım sigortalarına olan ilgi inanılmaz derecede arttı son dönemde. Üreticiler artık "aman ne olacak" demiyor, tedbiri elden bırakmıyor. Haklılar da - iklim değişikliği derken, bir bakıyorsunuz dolu vurmuş bağları, bir bakıyorsunuz sel götürmüş tarlaları.
Rakamlar Konuşuyor: Sigorta Bilinci Artıyor
Geçen seneye kıyasla %30'luk bir artış var sigortalı üretici sayısında. Bu da demek oluyor ki çiftçilerimiz artık daha bilinçli. "Sigorta yaptırmak boşa para harcamak" düşüncesi tarihe karışıyor yavaş yavaş.
Şöyle bir düşünsenize - ani bir dolu fırtınası birkaç dakika içinde ayların emeğini yerle bir edebiliyor. İşte tam da bu noktada TARSIM devreye giriyor ve üreticinin yüzünü güldürüyor. Aslında bu sistem sadece finansal destek sağlamıyor, aynı zamanda çiftçinin moralini de yerine getiriyor.
Hangi Bölgeler Öne Çıkıyor?
İşin ilginç yanı, bazı bölgelerde hasar oranları diğerlerine göre daha yüksek. Mesela İç Anadolu'da dolu riski, Karadeniz'de sel tehlikesi daha fazla. Bu da demek oluyor ki bölgesel politikalar geliştirmek şart.
Üreticiler artık şunu çok iyi anladı: Tarım sigortası lüks değil, zorunluluk. Hele ki iklim değişikliğinin bu denli hissedildiği günümüzde...
Peki ya gelecek? Uzmanlar önümüzdeki yıllarda bu rakamların daha da artacağını söylüyor. Nedeni basit: hem iklim koşullarındaki belirsizlik hem de çiftçilerin sigorta bilincindeki artış.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: TARSIM'in bu desteği sadece rakamsal bir başarı değil, aynı zamanda tarım sektörünün geleceği için de umut verici. Üreticinin yüzünün gülmesi, hepimizin karnının doyması demek sonuçta. Bu yüzden bu tür desteklerin artarak devam etmesi herkesin yararına.