Teknoloji şirketlerinin veri üzerindeki hakimiyeti ve kullanıcı davranışlarını yönlendirme kapasitesi, son dönemde 'tekno-feodalizm' kavramını küresel gündemin merkezine taşıdı. Modern dijital ekonomide artık klasik sanayi devlerinin yerini, devasa veri kümelerini toplayıp işleyen teknoloji şirketleri alıyor. Bu dönüşümün en net göstergesi ise, dünyanın en değerli şirketleri listesinin büyük bölümünün bu teknoloji devlerinden oluşması.
Dünyanın En Değerli 5 Şirketi Artık Teknoloji Devi
CompaniesMarketCap sitesinin 19 Kasım 2025 tarihli verileri, küresel ekonominin liderlik sıralamasında çarpıcı bir tablo ortaya koyuyor. Dünyanın en değerli ilk 5 şirketinin tamamı teknoloji sektöründe faaliyet gösteriyor. Listenin zirvesinde, yapay zeka ve çip üretimindeki lider konumuyla Nvidia, 4,5 trilyon dolarlık piyasa değeriyle yer alıyor.
Nvidia'yı, iPhone ve iOS ekosisteminin sahibi Apple 4 trilyon dolarlık değerle takip ediyor. Apple, cihaz satışlarının yanı sıra App Store üzerinden sağladığı komisyon gelirleriyle de büyük bir finansal güç oluşturuyor. Üçüncü sırada ise Windows işletim sistemi, Office yazılımları, bulut hizmeti Azure ve LinkedIn platformu sayesinde Microsoft 3,8 trilyon dolarlık değeriyle bulunuyor.
3,5 trilyon dolarlık piyasa değerine sahip Alphabet (Google) dördüncü sırada yer alırken, şirket arama motoru, YouTube, Android ve yapay zeka yatırımlarıyla işlediği devasa veri setleriyle gücünü perçinliyor. E-ticaret ve bulut bilişim devi Amazon ise 2,4 trilyon dolarlık değeriyle listenin beşinci sırasında kendine yer buluyor.
Veri Çağının Yeni Feodal Lordları
Modern dijital ekonomiyi Orta Çağ'daki feodal düzene benzeten 'tekno-feodalizm' kavramına göre, eski sistemdeki 'toprak'ın yerini günümüzde veri ve dijital platformlar alıyor. 'Feodal beyler'in yerini ise Google, Amazon, Meta, Apple gibi teknoloji devleri dolduruyor.
Bu şirketler, kullanıcıların hem zamanını hem de dijital alışkanlıklarını kontrol ederek, reklamlardan abonelik modellerine uzanan geniş bir gelir zinciri oluşturuyor. Klasik rekabet kurallarının ötesinde, platforma bağımlılık üzerinden yeni bir güç alanı inşa ediliyor.
Google'ın Veri İmparatorluğu
Web trafiği analiz platformu Statcounter verilerine göre, Google'ın Chrome tarayıcısı %73'ü aşan kullanım payı ile dünyanın açık ara en popüler tarayıcısı konumunda. Google arama motoru ise yaklaşık %90'lık pazar payı ile neredeyse tekel konumunda.
Bu yaygınlık, Google'ı dünyanın en büyük veri sahiplerinden biri haline getiriyor. Şirket, reklamcılıktan haberleşmeye, yapay zekadan eğlence sektörüne kadar pek çok alanda bu veriyi kullanarak üstünlük sağlıyor. Google'ın bu gücü, başta ABD olmak üzere birçok ülkede rekabet yasalarını ihlal ettiği yönündeki tartışmaları ve tekelcilik davalarını da beraberinde getiriyor.
Meta'nın Sosyal Medya Hakimiyeti
Sosyal medya tarafında da benzer bir hakimiyet tablosu göze çarpıyor. Statista verilerine göre, aylık 3,07 milyar aktif kullanıcıya sahip Facebook, dünyanın en büyük sosyal medya platformu olmayı sürdürüyor. Onu, 3'er milyar aylık aktif kullanıcıyla Instagram ve WhatsApp takip ediyor.
Dünyanın en büyük üç sosyal medya platformunun da Meta çatısı altında toplanması, şirketi küresel iletişimin merkezine taşırken, aynı zamanda 'adaletsiz algoritmalar' ve 'tekelcilik' tartışmalarının da odağına yerleştiriyor.
Bu gelişmeler, küresel ölçekte 'en değerli şirket' denildiğinde artık ağırlıklı olarak veri, yazılım ve platform işleten şirketlerin akla geldiğini net bir şekilde gösteriyor. Teknoloji devlerinin bu yükselişi, ekonomik gücün geleneksel sektörlerden dijital platformlara kaydığının en açık kanıtı olarak öne çıkıyor.