Hayatın garip bir cilvesidir, özel sektörde geçirdiğiniz o uzun yılların kamudaki izin hakkınıza bir katkısı olup olmadığını düşünmek. Kim bilir kaçımızın aklına takılmıştır bu soru - acaba o özel sektör yılları boşa mı gitti?
Aslında durum hiç de sandığınız gibi değil. Gelin şu işin aslını astarını birlikte inceleyelim.
Özel Sektör Deneyimi: İzin Hesaplarında Hayal Kırıklığı mı?
Maalesef ki özel sektörde çalıştığınız süreler, kamudaki aylıksız izin sürenizi artırmıyor. Evet, yanlış duymadınız - o yoğun mesailer, o projeler, o uzun çalışma saatleri... Hepsi aylıksız izin konusunda size ekstra bir hak sağlamıyor.
Peki neden? Çünkü 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 104. maddesi gayet net: Aylıksız izin süreleri, memurluğa başladığınız tarihten itibaren hesaplanıyor. Yani öncesinde nerede, ne kadar çalıştığınızın bir önemi yok.
Peki Bu Ne Demek Oluyor?
Şöyle düşünün: 10 yıl özel sektörde çalışıp sonra memur olan biriyle, hiç çalışmamış biri aynı aylıksız izin hakkına sahip. Adil mi? Tartışılır tabii. Ama kanun böyle.
Aslında bu durum biraz haksızlık gibi görünse de, sistemin kendi içinde bir mantığı var. Kamu ve özel sektör farklı dünyalar sonuçta. Farklı kurallar, farklı çalışma koşulları...
Ama İstisnalar Yok mu?
Elbette her kuralın istisnası vardır. Mesela askerlik hizmeti, doğum izni gibi bazı özel durumlar aylıksız izin sürenize eklenebiliyor. Ama özel sektör deneyimi? Maalesef yok.
Belki ileride kanun değişir kim bilir? Ama şu an için durum bu.
Peki Ne Yapmalı?
Özel sektör geçmişinizin izin hakkınıza katkısı olmayacağını bilerek plan yapmak en akıllıcası. İzinlerinizi buna göre programlayın derim.
Unutmayın, hayat sadece izinlerden ibaret değil. Özel sektörde kazandığınız tecrübeler, edindiğiniz beceriler aslında görünmeyen bir hazine. Onlar da en az izin kadar değerli bence.
Sonuç olarak, özel sektör geçmişiniz aylıksız izin sürenize eklenmiyor. Bu net ve açık. Ama hayata bakış açınızı değiştirmeyin - her tecrübenin bir değeri var, izin hesaplarına girmese bile...
