
İstanbul'un sanat nabzı bu gece farklı atıyordu. Gerçekten öyle. Galeri mekanına adım atar atmaz insanı saran o elektrik hissi—sanatın en saf haline tanıklık etmenin verdiği o tarifsiz heyecan.
Şemi Cenkli... İsmini duymayan neredeyse yoktur sanırım. Kendine has tarzıyla Türk sanatının mihenk taşlarından biri olmayı başarmış biri. Ve işte şimdi, yepyeni bir koleksiyonla karşımızda: 'Gülnar'.
Bir Açılış, Bin Duygu
Mekana girdiğiniz anda sizi karşılayan şey ne mi? Öncelikle renk cümbüşü. Öyle sıradan bir sergi değil kesinlikle. Her tablo kendi hikayesini fısıldıyor adeta. Sanki Cenkli'nin fırçasından dökülen her boya damlası, özenle seçilmiş bir notaya dönüşmüş.
Açılış gecesinde müzik performansları da vardı—hatta sergiye ismini veren 'Gülnar' şarkısının canlı yorumu insanın tüylerini diken diken etti. Sanatçının kendi besteleri eşliğinde tabloları gezmek... Anlatması bile güç.
Sanatçının Kaleminden
Cenkli açılışta yaptığı kısa konuşmada şunları söyledi: "Gülnar benim için sadece bir sergi değil, bir yolculuk. Ruhumun en derin köşelerinden gelen sesleri renklere dönüştürdüğüm bir içsel keşif."
Ve devam etti: "Her tablo aslında bir müzik parçasının görsel yansıması. İzleyicilerden hem gözleriyle hem de kulaklarıyla 'okumalarını' istiyorum eserleri."
Misafirler Ne Dedi?
Geceye katılan sanatseverler arasında—şahsen benim de dikkatimi çeken—yoğun bir heyecan vardı. Kimi tabloların önünde dakikalarca kalıp her detayı inceliyor, kimi ise müziğe kendini kaptırıp adeta trans halinde geziyordu sergiyi.
Bir misafir şunları söyledi: "Şemi Cenkli'nin eserlerine bakmak, gözler için dinlenmek gibi bir şey. Her eser ayrı bir duygu, ayrı bir hikaye." Haklıydı da.
Diğeri ise "Müzik ve resmin bu kadar uyum içinde olabileceğini hiç düşünmemiştim. Sanki her tablo kendi melodisini çalıyor" diye ekledi.
Peki Ya Detaylar?
Sergi, sanat eleştirmenleri tarafından da oldukça olumlu karşılandı. Cenkli'nin renk kullanımındaki ustalık ve müzikle görsel sanatları birleştirme becerisi özellikle vurgulandı.
'Gülnar' sergisi önümüzdeki bir ay boyunca ziyarete açık kalacak. Eğer yolunuz İstanbul'a düşerse—ve birazcık olsun sanata ilginiz varsa—kaçırmayın derim. Gözünüze ve ruhunuza iyi gelecek.
Son bir not: Cenkli, sergi boyunca her cumartesi canlı performanslar sergileyecekmiş. Yanlış duymadınız—sanatçının atölyesinde resim yaparken izleme şansınız bile var. Nadir bulunur bir fırsat!