Bir Aile Mirasının Öyküsü: Koçak'ın Azim Dolu Mücadelesi
Erzurum'un Pehlivanlı Mahallesi'nde, tarihe tanıklık eden bir su değirmeni, eski milli güreşçi Ali Koçak'ın özverili çabalarıyla yaşamaya devam ediyor. Dedesi tarafından kurulan ve babasından kendisine miras kalan bu değirmen, Koçak için sadece bir iş yeri değil, ailesinin yüz yılı aşkın geçmişini temsil eden bir hazine niteliğinde.
Engel Tanımayan Bir İrade
1980'li yıllarda geçirdiği trafik kazası sonrasında engelli olmasına rağmen, Koçak'ın azmi ve kararlılığı hiçbir zaman sarsılmadı. Değirmenin bugünkü sahibi olan Koçak, "Bu değirmen sadece bir iş yeri değil, ailemizin tarihidir" diyerek mirasına sahip çıkmanın gururunu yaşıyor. Onun hikayesi, zorluklar karşısında pes etmemenin ve geleneksel değerleri korumanın canlı bir örneğini oluşturuyor.
Geçmişle Günümüzün Buluşma Noktası
Erzurum'un dört bir yanından getirilen buğday ve mısırlar, hala aynı su gücüyle çalışan değirmende özenle öğütülmeye devam ediyor. Geleneksel yöntemlerle yapılan bu üretim, hem lezzeti hem de doğallığıyla büyük ilgi görüyor. Ziyaretçiler, modern hayatın koşuşturmasından uzaklaşarak bu tarihi mekanda adeta zaman yolculuğuna çıkıyor.
Ali Koçak, değirmenin bulunduğu alanda ayrıca alabalık tesisi işleterek misafirlerine çok yönlü bir deneyim sunuyor. Ziyaretçiler, hem bu doğal ortamda keyifli vakit geçiriyor hem de taze, doğal alabalıkların tadına bakma fırsatı buluyor. Bu kombinasyon, değirmeni sadece bir üretim merkezi olmaktan çıkarıp bir kültür ve yaşam alanına dönüştürüyor.
Su gücüyle çalışan değirmen, Pehlivanlı Mahallesi'nde geçmişle bugünü buluşturmaya devam ediyor. Bir yandan tarihe tanıklık ederken, diğer yandan gelenekleri yaşatmak için çaba gösteren Ali Koçak'ın hikayesi, Anadolu'nun kültürel zenginliğinin ve insan azminin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
