Van'da Göçer Kültürünün Renkli Dansı: Geleneksel Şenlikler Coşkuyla Kutlandı!
Van'da göçer şenlikleri coşkuyla kutlandı

Van'ın yemyeşil yaylaları, bu kez göçer kültürünün bin bir rengine ev sahipliği yaptı. Yüzyıllardır süregelen bu kadim gelenek, adeta zamanın durduğu bir coşkuya dönüştü. Davulun tok sesi, zurnanın nağmeleriyle buluştu; yaylaların serin havası, halayların ateşiyle ısındı.

Kim bilir kaçıncı kez... Belki de yüzlerce yıldır aynı coşkuyla tekrarlanan bu ritüel, modern hayatın koşturmacasına inat, köklerimize tutunmamızı sağlıyor. Kadınların rengârenk şalvarları, erkeklerin yöresel kuşakları - her detay bir hikâye anlatıyor sanki.

Lezzetler ve Ezgiler Bir Arada

Şenlik alanında kurulan tezgâhlarda, Van'ın meşhur otlu peyniri başköşedeydi tabii. Bir yanda sac üzerinde pişen gözlemeler, diğer yanda tandırda kızaran etler... Mis gibi kokular eşliğinde, yöresel türküler söylendi, horonlar tepildi. Öyle ki, bazı katılımcılar "Bu coşkuyu anlatacak söz bulamıyoruz" diyordu.

Genç-yaşlı demeden herkesin katıldığı bu şenlikte, en çok da çocukların neşesi göze çarpıyordu. Yüzlerinde doğal bir gülümseme, ayaklarında ritim... Belki de onlar, bu geleneği geleceğe taşıyacak olanlar.

Kültürün Yaşayan Hazinesi

Göçer kültürünün bu nadide örnekleri, Van'ın sosyal dokusuna adeta işlenmiş. Uzmanlar, bu tür etkinliklerin kültürel mirasın korunmasındaki önemine dikkat çekiyor. "Böyle şenlikler olmasa, bu gelenekler unutulup giderdi" diyen bir katılımcı, aslında her şeyi özetliyordu.

Gün batımına doğru, yorgun ama mutlu yüzler... Ellerinde yöresel ürünler, dudaklarında türküler... Van'ın yaylaları, bir kez daha göçer kültürünün sıcaklığıyla doldu taştı. Kim bilir, belki gelecek yıl daha büyük bir coşkuyla buluşacaklar yine.