
Kim derdi ki bu topraklar böylesine büyüleyici olabilir? Kars, Doğu Anadolu'nun saklı hazinesi, her köşesinde sizi şaşırtacak detaylarla dolu. Tarih meraklıları için Ani Harabeleri'nden tutun da, gastronomi tutkunları için Kafkas lezzetlerine kadar uzanıyor bu şehrin cazibesi.
Tarihin İzinde Bir Yolculuk
12. yüzyıldan kalma Ani Harabeleri, adeta bir zaman makinesi gibi. Taş işçiliğinin şaheseri olan bu yapılar, Ermeni mimarisinin en nadide örneklerinden. Bir de Kars Kalesi var ki, şehre tepeden bakan bu yapı, Osmanlı-Rus savaşlarının sessiz tanığı gibi duruyor.
Lezzet Avcılarının Uğrak Noktası
Kars'ın meşhur gravyer peyniri sadece bir başlangıç! Kete, hangel ve kuymak gibi yöresel lezzetler, damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor. Özellikle kış aylarında içilen sahlep ise soğuk havalara meydan okuyor.
Doğa tutkunları için ise Sarıkamış'ın kar kaplı ormanları ve kış sporları imkanları büyük bir cazibe. Kayak meraklıları burayı adeta ikinci evleri gibi görüyorlar.
Kültürün Nabzını Tutan Şehir
Kars denince akla ilk gelenlerden biri de elbette Kafkas kültürünün izleri. Yöresel danslar, müzikler ve el sanatları, bu şehrin renkli mozaiğini oluşturuyor. Her yıl düzenlenen Kars Kafkas Kültürleri Festivali ise bu zenginliği tüm dünyaya tanıtıyor.
Şehrin sokaklarında dolaşırken, 19. yüzyıl Rus mimarisinin izlerini görmek mümkün. Taş binalar, geniş caddeler ve o dönemden kalan yapılar, Kars'a Avrupai bir hava katıyor.
Peki ya konaklama? Restore edilmiş tarihi konaklarda kalmak, Kars deneyimini tamamlayan son dokunuş olabilir. Sabahları tandır ekmeği kokusuyla uyanmak ise cabası!