Gurbetçi Nebiha Yüksel Yücel'in Vatan Hasreti Kitaplara Dönüştü: Bir Solukta Okuyacağınız 3 Eser
Gurbetçi yazarın vatan hasreti kitaplara dönüştü

Bazen bir fincan kahvenin buğusunda, bazen de gecenin sessizliğinde yankılanır vatan hasreti. Nebiha Yüksel Yücel de tam olarak bunu yaşayanlardan. Almanya'nın soğuk koridorlarında ısıtmış yüreğini memleket özlemiyle ve şimdi o duygular üç kitap olarak karşımızda.

"Her akşam balkonda Türkiye'ye bakardım" diyor gözleri dolarak. Aslında binlerce kilometre uzakta olsa da, hissettiği şey tam da buydu işte. Elleri titreyerek yazmaya başladığı ilk satırlar, zamanla "Gurbetin Rengi", "Sınırlar Ötesinde" ve "Yüreğim İki Yarımda" adlı kitaplara dönüşmüş.

Kâğıda Dökülen Hüzün ve Umut

İlk kitabında çocukluğunun geçtiği Anadolu sokaklarını anlatırken, ikincisinde iki kültür arasında sıkışıp kalmış bir neslin çığlıklarını duyuruyor okura. Üçüncü kitap ise adeta bir barışma hikâyesi - hem gittiği yeri benimsemenin hem de köklerinden kopmamanın incelikli dengesini kuruyor.

"Yazarken bazen öyle anlar oluyordu ki, klavyenin tuşları gözyaşlarımla ıslanıyordu" diye anlatıyor Nebiha Hanım. O anlar şimdi kitapların en dokunaklı sayfalarına sinmiş durumda.

Edebiyat Dünyasına Farklı Bir Ses

Eserlerinde sadece nostaljik bir özlem yok. Göçmenlerin yaşadığı kimlik karmaşası, kültür şoku ve aidiyet arayışı da var. Belki de bu yüzden, özellikle yurtdışında yaşayan okurlardan büyük ilgi görüyor.

Kitaplarını eline alanlar, sadece bir yazarın değil, milyonların hikâyesini okuyor aslında. Nebiha Hanım'ın kelimeleri, gurbetin soğuk duvarlarını aşarak insanın içine işliyor. Şimdilerde ise dördüncü kitap için kolları sıvamış durumda - bu kez konu, "dönüş" olacakmış.