Edebiyat dünyamızın belki de en tutkulu kalemlerinden biri Nurullah Genç. Öyle ki onun mısralarıyla tanışanlar, bir daha asla aynı kalmıyor sanki. Kimi zaman bir aşkın ateşinde yanıyor, kimi zaman hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleşiyorsunuz onun dizelerinde.
Peki nedir bu şiirleri bu kadar özel kılan? Bana kalırsa, insan ruhunun en kuytu köşelerine kadar nüfuz edebilmesi. Öyle sıradan temalar değil çünkü işledikleri - aşk, özlem, hayat, ölüm derken birden kendinizi bambaşka diyarlarda buluveriyorsunuz.
İşte O Şiirler ki Yüreklere Kazınmış
Gelin şu meşhur 'Gül ve Ateş'ten bahsedeyim size önce. Öyle bir eser ki, adeta alev alev yanan bir gül bahçesini andırıyor. Aşkın hem güzelliğini hem de yakıcılığını anlatışına hayran kalmamak elde değil doğrusu.
'Suskunluğun Sesi' ise tam bir başyapıt bence. Hiç konuşmadan anlatmak nedir, onu öğretiyor insana. Bazen en gürültülü çığlıkların bile anlatamadığını, bir sessizlik anlatıveriyor çünkü.
Neden Bu Kadar Seviliyor Bu Şiirler?
Aslında cevap basit: samimiyet. Öyle yapay duygular, öyle zorlama mısralar yok. Her biri yaşanmışlıkların, acıların, sevinçlerin somut ifadesi adeta. Okurken 'Evet, ben de bunu hissettim!' diyesiniz geliyor insanın.
Şu 'Aşkın Gözyaşları' mesela - kim okusa kendinden bir parça buluyor mutlaka. Belki de bu yüzden sosyal medyada en çok paylaşılan, en çok alıntılanan şiirler arasında yer alıyor.
Peki Ya O Unutulmaz Sözler?
Nurullah Genç denince sadece şiirler değil, o meşhur sözleri de geliyor akıllara. Öyle ki bazı cümleleri neredeyse atasözü gibi dolaşıyor ağızdan ağıza.
- 'Sevmek, bir baharı bütün kışların içinde hissetmektir' - nasıl da çarpıyor insanı değil mi?
- 'Gözlerin kalbimin kapılarıydı, sen gidince kapandı her biri' - bu kadar basit, bu kadar derin.
- 'Belki de aşk, sen gittikten sonra bile devam eden bir alışkanlıktır' - kim bilir kaç kişi bu sözle kendini buldu.
Bazen düşünüyorum da, bu sözlerin bu kadar sevilmesi boşuna değil. Çünkü her biri, hepimizin içinde bir yerlerde sakladığı duygulara tercüman oluyor sanki.
Peki Neden Hala Güncel?
Şu an bile, şu dakikada bile birileri onun şiirlerini okuyor, birilerinin duvarında asılı duruyor o mısralar. Belki de sırrı burada - zamanın ötesinde bir tazelik taşıyorlar. Teknoloji değişiyor, hayatlar değişiyor ama insan kalbi hep aynı kalıyor sonuçta.
Son bir şey daha: Nurullah Genç'in şiirlerini okurken kendinizi hazırlıksız yakalanmış gibi hissedebilirsiniz. Çünkü öyle beklenmedik yerlerden vuruyor ki, insan neye uğradığını şaşırıyor bazen. İşte gerçek sanat da bu olsa gerek - sizi alıp bambaşka diyarlara götürebilmek.
