İstanbul'da üniversite okumak ve hayat kurmak birçok gencin hayali. Ancak bu hayali gerçekleştirdikten sonra, bambaşka bir tutkunun peşinden gidip her şeyi değiştirmek cesaret ister. Mine Nur Şen de bu cesur isimlerden biri. Samsun'dan İstanbul'a, Boğaziçi Üniversitesi'nde kimya mühendisliği okumaya gelen Şen, tiyatro tutkusu nedeniyle mühendisliği bırakarak sanat dünyasına adım attı ve kısa sürede büyük başarılara imza attı.
Hayallerin Peşinde Bir Dönüşüm Hikayesi
Mine Nur Şen, hayalini kurduğu Boğaziçi Üniversitesi'ni kazanıp İstanbul'a yerleştiğinde, geleceğini kimya mühendisliği olarak görüyordu. Ancak üniversiteye başlar başlamaz bir tiyatro topluluğuna katıldı. Sahneye çıkmanın kendisine verdiği hissi şu sözlerle anlatıyor: "Sahneye çıkmak bana çok iyi hissettirdi. Hatta bunun işim olacağını sezmiştim." Bu sezgi o kadar güçlüydü ki, ikinci sınıfta köklü bir karar aldı ve kimya mühendisliği bölümünden ayrıldı.
Bu zor kararı alırken ailesinin desteği kendisi için çok önemliydi. Bölümle bağ kuramadığı ve mutsuz olduğu bir dönemde babasını aradığını anlatan Şen, babasının "Hiçbir şey senin mutsuz olmandan önemli değil" sözlerinin arkasında durmasının kendisine güç verdiğini belirtiyor. Ardından yeniden sınava hazırlanarak Boğaziçi Üniversitesi'nde sosyoloji okumaya başladı ve sanat yolculuğunu akademik olarak da desteklemek için Kadir Has Üniversitesi'nde Film ve Drama yüksek lisansı yaptı.
"Yıldız" İsimli Oyunla Gelen Üç Büyük Ödül
Mine Nur Şen'in tiyatro kariyeri hızla yükseldi. Bu sezon usta oyuncu Haluk Bilgener'le aynı sahneyi paylaşmanın heyecanını yaşarken, asıl büyük çıkışını "Yıldız" isimli tek kişilik oyunuyla yaptı. Bu oyun, kendisine bir sezonda üç prestijli ödül getirdi.
Şen'in kazandığı ödüller şunlar oldu:
- Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri: "Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı"
- Direklerarası Tiyatro Ödülleri: "Tek Kişilik Performans"
- Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri: "Tek Kişilik Performans Dalında Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu"
"Mutluluk Geçici, Sahne İse İyi Hissettiriyor"
Mine Nur Şen, başarısının ardındaki itici gücü ve hayata bakışını paylaşıyor. Ona göre mutluluk sabit bir duygu değil. "Mutluluk geçici bir his. Esas olan mutluluk değil benim için. Sahnede olmak bana çok iyi geliyor" diyerek, gerçek tatminin tutkusunu yaptığı işte bulduğunu vurguluyor.
Şen, memleketinden ayrılıp büyük bir şehirde yeni bir hayat kurmanın zorluklarına da değiniyor. "Yuvadan uçmak hiç kolay değil. Özgürlük hissinin yanında yalnızlık hissini de beraber getirmesi muhtemel. Kendinle karşılaşıyorsun en temelde" ifadelerini kullanıyor. Ancak bu zorlu sürecin, onu gerçek arzusu olan tiyatroyla buluşturan bir arayış olduğunu da sözlerine ekliyor.
Mine Nur Şen'in hikayesi, yerleşik başarı tanımlarını sorgulayarak tutkunun peşinden gitmenin getirebileceği tatmini gözler önüne seriyor. Mühendislikten tiyatroya uzanan yolculuğu ve elde ettiği başarılar, sanatın dönüştürücü gücünün de bir kanıtı niteliğinde.
