İlkay Gündoğan'ın Eşi Sara, İstanbul'da Bu Lezzete Tutuldu: 'Her Gün Yesem Bıkmam!'
Gündoğan'ın Eşi Sara: İstanbul'da Her Gün Yesem Bıkmam!

Kim derdi ki Manchester City'nin Alman yıldızı İlkay Gündoğan'ın eşi Sara, İstanbul'da kendini tatlı bir tutkunun kollarına bırakacak? Öyle oldu işte! Sara Gündoğan'ın İstanbul ziyareti, beklenmedik bir gastronomi hikayesine dönüştü.

Şehrin büyüleyici atmosferinde gezerken, birdenbire tatlı bir kriz bastırdığını söylüyor. "Canım öyle bir şey çekti ki, anlatamam!" diye ekliyor gülümseyerek.

O Anı Kendisi Anlatıyor: "Ağzımda Dans Ettiler!"

İşte o meşhur an: Sara, İstanbul'un tarihi sokaklarında dolaşırken gözüne bir baklava dükkanı ilişiyor. "İçeri girer girmez, mis gibi bir tereyağı ve antep fıstığı kokusu burnuma doldu" diye anlatıyor heyecanla. "Dayanamadım, hemen bir porsiyon sıcak baklava söyledim."

Ve o ilk lokma... "Tanrım!" diye haykırıyor adeta. "Daha ağzıma atar atmaz, o incecik yufkaların arasındaki fıstıklar adeta dilimde dans etmeye başladı. Öyle bir lezzetti ki, tarifi imkansız!"

Her Gün Yesem Bıkmam Dedi!

Aslında baklava konusunda küçük bir şüphesi varmış başlangıçta. "Acaba çok tatlı mı olur? Ya da ağır gelir mi?" diye düşünmüş. Ama tattıktan sonra tüm endişeleri silinmiş.

"Hayatımda yediğim en hafif, en leziz baklavaydı" diyor coşkuyla. "Öyle ki, her gün yesem asla bıkmam! Hatta Manchester'a döndüğümde de bu tadı arayacağım kesin."

İstanbul'un onun için artık çok özel bir yeri var. Sadece tarihi ve kültürü için değil, tabii ki! "Bu şehir beni gastronomik anlamda da tam anlamıyla büyüledi" diye itiraf ediyor.

Peki İlkay Gündoğan da bu baklava tutkununa ortak oluyor mu? Sara gülüyor: "O henüz denemedi ama İstanbul'a next gelişimizde ilk işimiz o baklavacıya uğramak olacak! Belki de Manchester City formasıyla fotoğraf çektiririz, kim bilir?"

İstanbul'da keşfettiği bu lezzet, Sara'nın sosyal medya hesaplarında da büyük ilgi görmüş. Takipçileri, o baklavanın tam olarak nerede olduğunu sorup duruyorlarmış. "Ama sır olarak kalsın istiyorum" diyor kısık sesle. "O küçük dükkan, benim gizli hazinem!"