Dünyanın en büyüleyici coğrafyalarından biri olan Kapadokya, sadece peri bacalarıyla değil, damaklarda iz bırakan lezzetleriyle de ünlü. Buranın mutfağı, binlerce yıllık tarihin izlerini taşıyor âdeta. Belki de bu yüzden, her lokmada bir hikâye saklı gibi geliyor insana.
Testi Kebabı: Ateşle Dans Eden Lezzet
Testi kebabını duymayan yoktur herhalde. Ama o testinin içinde yavaş yavaş pişen etin o muhteşem dokusunu anlatmak kelimelerle mümkün mü? Et, sebzeler ve baharatlar testide buluşup saatlerce odun ateşinde pişiyor. Sonra gürültüyle kırılan testiden çıkan o buhar... Kokusu bile insanı kendinden geçiriyor doğrusu.
Dolaz: Unutulmaya Yüz Tutmuş Bir Tat
Neredeyse kaybolmaya yüz tutmuş bu geleneksel tat, Kapadokya'nın köylerinde hâlâ yaatıyor. Un, pekmez ve cevizle yapılan dolaz, çay saatlerinin vazgeçilmezi. Tadına bakan bir daha unutamıyor - hem de hiç!
Şimdi gelelim şu meşhur sızgıt meselesine... Kurutulmuş etin en lezzetli hali diyebiliriz belki de. Eskiden kışa hazırlık olarak yapılan bu lezzet, artık her mevsim sofraları süslüyor.
Toprakla Pişen Lezzetler
Kapadokya mutfağının en önemli özelliği belki de toprakla olan ilişkisi. Testi kebabından güveçlere, tandır ekmeğinden kül çöreğine kadar pek çok lezzet toprakla buluşuyor. Bu pişirme yöntemleri, yemeklere bambaşka bir aroma katıyor.
- Ağpakla: Kuru fasulyenin Kapadokya yorumu
- Düğü çorbası: Bulgurun en hâlis hali
- Soğanlama: Soğanın en güzel hali belki de
Bu lezzetleri tatmak için Kapadokya'ya gitmek şart mı? Aslında hayır! Evinizde de bu tarifleri deneyebilirsiniz - yeter ki biraz sabır ve sevgi katın.
Son bir not: Kapadokya'nın şaraplarını unutmayalım. Yüzyıllık şarapçılık geleneği, volkanik topraklarda yetişen üzümlerle buluşunca ortaya gerçekten özel tatlar çıkıyor. Belki de yemeğin yanında bir kadeh şarap içmek, bu deneyimi tamamlayacaktır.
