
Ankara'da düzenlenen etkinlikte AK Parti Kadın Kolları, adeta zamanın şifacılarını anımsatan bir organizasyona imza attı. Tıp tarihinin dev ismi İbni Sina'nın bin yıllık mirasını günümüze taşıyan sergi, katılımcıları adeta büyüledi.
Salondaki atmosferi tarif etmek gerekirse... Bir yanda modern dünyanın koşuşturmacası, diğer yanda bin yıllık şifa geleneği. Kadınlar, ellerindeki bitkilerle hem geçmişe hem de geleceğe dokunuyordu sanki.
Doğanın Eczanesi Sergide Hayat Buldu
Etkinlikte neler yoktu ki? Şifalı bitkilerden hazırlanan karışımlar, doğal tedavi yöntemleri, bitki çayları... Hepsi bir arada, hepsi birbirinden değerli. İbni Sina'nın eserlerinde bahsettiği bitkilerin günümüzdeki karşılıklarını görmek gerçekten etkileyiciydi.
Kimileri için sadece bir sergiydi belki ama aslında çok daha fazlası. Bin yıllık bilgeliğin modern dünyayla buluşma noktasıydı burası. Kadınların ellerinde şekillenen bu miras, gelecek nesillere aktarılmayı bekliyordu.
Geleneksel Tıp Modern Yaşamla Buluştu
Etkinliğin belki de en çarpıcı yanı, geleneksel ile modernin iç içe geçmesiydi. Cep telefonlarıyla selfie çeken gençlerin yanı başında, ninelerimizin şifa reçeteleri duruyordu. İşte tam da bu yüzden önemliydi bu buluşma.
Bitki çayları demişken... Öyle sıradan karışımlardan bahsetmiyoruz. Her biri özenle seçilmiş, her biri binlerce yıllık deneyimle harmanlanmış karışımlar. İnsan içtikçe hem bedenine hem ruhuna iyi geldiğini hissediyor.
Şimdi düşünüyorum da... Belki de modern tıbbın unuttuğu şeyleri hatırlatıyordu bu sergi bize. Doğanın sunduğu şifaları, basit çözümleri, annelerimizin ninelerimizin bilgeliğini...
Kadın Eli Değince Şifa Katlanıyor
AK Parti Kadın Kolları'nın bu çalışması aslında çok şey anlatıyor. Kadınların şifa alanındaki geleneksel rolünü hatırlatıyor mesela. Annelerimiz nasıl ki evdeki herkesin derdine derman olmaya çalışırdı, bu sergi de aynı ruhu taşıyordu.
Etkinlikte konuşan yetkililerin sözleri hala kulaklarımda: "Kadın eli değmiş her şey güzeldir" diyorlardı. Haklılar da... Şifada da, güzellikte de, iyilikte de kadın eli bir başka oluyor.
Bu sergi sadece bitkileri sergilemekle kalmadı, aynı zamanda kaybolmaya yüz tutmuş bir geleneği de canlandırdı. Gençlerin ilgisini çekti, merak uyandırdı, belki de geleceğin fitoterapistlerine ilham oldu.
Son sözüm şu olacak: İbni Sina'nın mirası sadece kitaplarda kalmasın. Kadınların ellerinde hayat bulsun, nesilden nesile aktarılsın. Bu sergi de işte tam da bunu başardı.